Nedir bu Goa?
- Goa öyle bir yer ki bir giden birdaha gitmek istiyor. Yıllardır 2,3 aylığına sadece Goa’ya gelen bir sürü insanla karşılaştık. Gerçekten bu şekildebir sürü müdavimi var, tanıştığımız birçok insan birden fazla kez Goa’ya gitmişti
- Lütfen bizim için de öyle olsun :) Goa gezilecek bir yer kesinlikle değil, Goa kafası diye bir şey var bu dünyada. İnsanlar burada daha farklı oluyor, zaman duruyor, egolara bir şeyler oluyor. İnsan daha bir sadeleşiyor sanki.
- Nasıl başlamış?: 1960’larda Amerika’da düzene uyum sağlamak istemeyen gençler çok paraya ihtiyacı olmadan, denizli, güneşli, yogalı kendilerine bir yer bulmuşlar! O zamanlar Goa keşfedilmemiş, turistik değilmiş henüz. Hintliler epey şaşırmış bu insanlara ancak sıcak kanlı Hint insanı hemen bu hippilerle uyum sağlamış. Hippiler denizin, güneşin, müziğin, ezgilerin tadını çıkararak bu kültürü öğrenmek istemişler. 1960’larda gelen bu hippi akımı Goa’nın gelişimine ön ayak olmuş. Sonra bütün hippi gençler bu akımı devam ettirmeye başlamış. Bu konuyla ilgili Youtube’da şu videoyu mutlaka izleyin. Bu 60’lar, 70’ler döneminden kalan hippi amca ve teyzeleri Goa’da hala görmek mümkün. İnanılmaz fit ve mutlu duruyorlar.
- Goa nasıl bir yer? Goa’yı Antalya’dan az daha büyük bir eyalet olarak düşünebilirsiniz. Her bir plajı ayrı bir köy veya belde tadında. Her beldenin de ayrı özellikleri var. Aşağıda Kuzey Goa‘nınkileri bulabilirsiniz. Başkenti Panjim, nüfusu 2 milyona yakın. Ancak bir ucundan diğer ucuna gitmek 4 saatin üzerinde sürüyor.
- Kimler Goa’ya geliyor?: Gezginler, hippiler, çocuklu aileler, Hintli nispeten orta sınıf ve zengin gençler, Ruslar (o kadar çok Rus var ki çoğu yerde Rusça menü Rusçça açıklamalar var.), yıllardır her sene Goa’ya gelen buranın yerlileri sayılabilecek insanlar :) Goa’da kesinlikle herkese göre bir şey var, buraya gelip vurulmamak mümkün değil. Biz de ordayken burada yaşayabilir miyiz acaba diye düşünmeden edemedik :)
- Kuzey Goa mı Güney Goa mı? Kuzey Goa parti yeri, Güney Goa ise daha sakin, biraz daha lüks otellerin yer aldığı bölge. Biz gezginlerin ve bütçe dostu hostellerin bol olduğu Kuzey Goa’yı tercih ettik. Güney Goa’ya da gitmeyi düşündük ancak oraya gidince Goa kafasında yaşayıp kendimizi akışa bıraktık. Oradan oraya sürüklenmek istemedik. Bir sonraki Goa gezimizde hem Kuzey’e hem Güney’e gitmek istiyoruz yeniden :)
- Gokarna: Goa’dan hemen sonraki eyalette yer alan Gokarna ise başka bir alternatif olabilir. Goa’ya göre daha da ucuz, daha sakinmiş. Dilerseniz burayı da araştırın, ilgilinizi çekebilir. Biz Goa kafasına kendimizi kaptırıp Gokarna’ya kadar 5 saat yol gitmek istemedik, Goa’da keyfimiz çok yerindeydi. Ancak bir gün Gokarna’ya da gitmek istiyoruz. Gokarna’nın da müdavimleri çok. :)
Tarihi
Goa, 1570’li yıllardan itibaren Portekizli topraklarına ait bir yermiş ta ki 1960’larda Hindistan Goa’yı Portekizlerden geri alana kadar. Goa uzun yıllar Portekizlilere ait olduğundan ötürü hem dini olarak, hem mimari olarak hem de dil olarak Goa bu durumdan epey etkilenmiş. Burada çoğunluk Hristiyan, birçok insan Portekizce konuşuyor. Tabi ki bölgenin diğer yaygın dili de Konkani adı verilen dil. Eski Goa adı verilen merkezde Portekizlerden kalma kiliseler, yapılar hala ayakta. Eski Goa ile ilgili ayrı bir yazı yazacağız :)
Goa, Hindistan’ın diğer eyaletlerinden oldukça farklı bi yer. Ekonomik anlamda diğer eyaletlere göre oldukça gelişmiş, aynı zamanda burada okuma yazma oranı da daha yüksek. Yüzölçümü ve nüfus bakımından da Hindistan’ın en küçüklerinden. Panjim ve Mapusa eyaletin en büyük şehirlerinden.
Goa’da Hindistan’ın diğer yerlerden farklı olarak bir sürü kilise yer alıyor. Hristiyan olan insanlar evlerinde mutlaka hacın yer aldığı bir ibadet alanı yaratmışlar. Goa’daki insanların dinlerini; evlerinde yer alan bu ibadet yerinden anlamak çok kolay. Ayrıca hep beraber gayet huzurlu yaşıyorlar günlük hayatta. Hiçbir sorun yok :)
Bu yazımızda detaylı bahsettiğimiz hippi abi, ablaların buraya yerleşmesi ile Goa birçok insanın hayatının kalanını geçirmek isteyeceği bir yer haline gelmiş. <3
Giriş
- Ulaşım: Büyük şehirlerden Goa’ya direkt uçuşlar bulunuyor. Hindistan içi lokal havayolları(bkz. Spice Jet) ile ucuza bilet bulmak mümkün. Biz tecrübe olsun diye trenle Mumbai’dan Goa’ya gitmek istedik ancak istediğimiz 2. sınıf veya 1.sınıf tren bileti(Hindistan trenlerinde 30’un üzerinde sınıf ayrımı var.) uçaktan pahalı olunca uçağı tercih ettik :) Ayrıca 10 küsür saat yerine 1:30 saat gibi kısa sürede de Goa’ya varmak işimize geldi:)
- Havaalanından ulaşım: Havaalanı Kuzey ve Güney Goa’nın neredeyse tam ortasında. Havaalanında gideceğiniz yeri söyleyip fiş alıp taksi ayarlamak mümkün. Ödemeyi de yolculuğun sonunda direkt şoföre yapmak gerekiyor. Biz havaalanından en kuzeydeki Keri’ye gittiğimiz için 2100 rupi ödedik. (28 EUR) Yol 70 km ve tam 2 saat sürdü. Süreden anlayacağınız üzere yollar gelişmiş değil burada. O yüzden genelde yolculuklar uzun sürüyor. Birbirine komşu olan plajlar arası kısa ancak 3-5 sonrakine gitmek isterseniz 30 dakikayı geçiyor. Bizim Mapusa’ya scooterla gitmemiz 1 saati geçti. :)
-
- Goa içinde ulaşım: Goa içerisinde ise en yaygın ulaşım scooter! Bütün herkes yerlisi, çoluklu çocuklusu, turisti, sırt çantalısı herkes scooter kullanıyor. Scooterlar günlüğü 300 rupi (4 EUR) ile 400 rupi (5.25 EUR) arasında değişiyor. Sezon fiyatları bunlar diğer aylarda daha da ucuzluyormuş.
- Otobüs: Goa’da otobüste var haliyle. Mapusa, Goa eyaletinin en büyük yerleşim yerlerinden biri. Dolayısıyla bütün otobüslerin Mapusa ile bir bağlantısı oluyor. Otobüs terminali de burada. Otobüsler acayip ucuz ancak ne zaman geçeceği belli olmuyor. O kadar sık değiller :) Biz Keri’den Anjuna’ya giderken otobüsle Mapusa’ya gittik. Şansımıza 15 dakika gibi kısa bi süre bekledik ve otobüs geldi. Yoksa 1 saat beklemek vs. de pek mümkün :) Hindistan insana sabır da veriyor, korkmayın :) Otobüs fiyatları acayip ucuz, 30 rupi’ye gittik. (40 centçik)
- Scooter kiralama: Bizim Türk motor ehliyetimiz var ve yenilerden olduğu için İngilizce de aynı zamanda. Çoğu hostelde scooter bulunuyor ve biz kaldığımız yerlerden kiraladık.
- Ehliyet: Kiraladığımız hiçbir yer ehliyet sormadı :) Kask vs. tabi ki yok, baya bisiklet gibi bir ulaşım aracı burada. Maksimum 40 ile pıtı pıtı gidiliyor :) Ancak biz polislerden tarafından epey durdurulduk. Polisler günlük hasılayı çıkarmak için gerektiği zaman bütün turistleri çeviriyor :)
- Scooter kiralama: Bizim Türk motor ehliyetimiz var ve yenilerden olduğu için İngilizce de aynı zamanda. Çoğu hostelde scooter bulunuyor ve biz kaldığımız yerlerden kiraladık.
- Otobüs: Goa’da otobüste var haliyle. Mapusa, Goa eyaletinin en büyük yerleşim yerlerinden biri. Dolayısıyla bütün otobüslerin Mapusa ile bir bağlantısı oluyor. Otobüs terminali de burada. Otobüsler acayip ucuz ancak ne zaman geçeceği belli olmuyor. O kadar sık değiller :) Biz Keri’den Anjuna’ya giderken otobüsle Mapusa’ya gittik. Şansımıza 15 dakika gibi kısa bi süre bekledik ve otobüs geldi. Yoksa 1 saat beklemek vs. de pek mümkün :) Hindistan insana sabır da veriyor, korkmayın :) Otobüs fiyatları acayip ucuz, 30 rupi’ye gittik. (40 centçik)
- Goa içinde ulaşım: Goa içerisinde ise en yaygın ulaşım scooter! Bütün herkes yerlisi, çoluklu çocuklusu, turisti, sırt çantalısı herkes scooter kullanıyor. Scooterlar günlüğü 300 rupi (4 EUR) ile 400 rupi (5.25 EUR) arasında değişiyor. Sezon fiyatları bunlar diğer aylarda daha da ucuzluyormuş.
-
-
-
-
- Güvenlik: Hindistan’da yollar soldan aktığı için insan ürküyor ancak dikkatli olduktan sonra alışılmayacak bir şey değil. Goa’da köyler arası yollar genelde tek şerit gidiş dönüş. En kenardan gittikten sonra hiçbir sorun olmuyor. Biz büyük yerleşim yerleri olan Mapusa ve Panjim’e giderken biraz yorulduk ve zorlandık. Özellikle Mapusa acayip kalabalık, her yerden bir motor çıkıyor ancak yine düzensizlik için de bir düzen var :) Dememiz o ki Goa’da mutlaka bu scooter deneyimini yaşamanız gerek. Biz inanılmaz keyif aldık. Bisiklet ve motor insanı inanılmaz özgür hissettiriyor. Belki Berlin’de bir scooter alırız :)
- Bir kez kask takmadığımız için ceza yedik. Sadece sürücü için ceza ödedik ve 100 rupiydi. (1.25 EUR) Ancak hostelde diğer kişilerden polisler 500 rupi almışlar. Ne yaptıkları belli olmuyor, bir ceza fişi veriyor ama sadece fiyat yazıyor. Dolayısıyla daha fazla da isteyebiliyorlar. Polis önce ehliyeti sordu tabi, ehliyetimiz vardı sorun olmadı.
-
-
-
-
-
-
-
- Daha sonra çevrildiğimizde hiçbir sorunumuz yoktu, kaskımız takılı, ehliyetimiz zaten vardı. Bu sefer nedir problem dedik, gülüp bıraktı bizi :)
- Ancak keyfe göre çok alakasız sebeplere göre ceza kesebiliyorlarmış. Arkadaki kişinin de kaskı olmadığı durumda ceza kestikleri insanlar da vardı. Ya da bu motorun tekerleri çok fena deyip ona bile ceza kesebiliyorlar.
- Bir tane de Hampi’de polis çevirmesine denk geldik. Bu acayip büyük bir çevirmeydi, bütün turistleri çevirip anahtarlarını alıp motorlara el koydular. Hiç birimizin motorunun ruhsatı yoktu. Hostel sahibini aradık, hemen geldi. Yazık adamcağız bütün gününü karakolda geçirmiş akşam 10’da hostele geri geldi. Ve motoru 2 gün sonra geri alabildi. Rakamı söylemedi ama yüklü ceza da yemiş.
- Bütün bu olanlardan sonra tekrar motor kiralar mıyım? Kesinlikle tekrar kiralarız. Motorla palmiye ağaçlı yollardan geçmek, ineklerin kısa süreliğine yolu durdurmasına tanık olmak, bir sürü hayvan görmek muhteşemdi. Bu yaşadıklarımız da birer tecrübeydi ve keyif aldık. Bu konu ile ilgili son bir not polisler sadece ehliyetiniz var mı yok mu ona bakıyor. Yok efendim bunun B’si var A’sı yok motor kullanamaz yapmıyor :) En kötü cezalar görüldüğü gibi çok fazla değil, deneyim olur size de :)
-
-
-
- Kaç gün kalınır?: Bu soru biraz zor bir soru, herkesin beklentisi farklı. Ancak biz tam 2 hafta kaldık hem de sadece Kuzey Goa’da. Güney Goa’ya gidemedik bile, hem çok fazla hareket etmek istemedik hem de bulunduğumuz yerleri iyice gezmek istedik. Biliyoruz ki Goa’ya mutlaka tekrar gideceğiz :) O zaman da Güney Goa’yı gezeriz. Bize sorarsanız en az 1 hafta kalmanız etrafı keşfetmeye ancak yeter. Bizim gördüğümüz kadarıyla Goa böyle sürekli yeni yerler görüp aman gezilmedik yer bırakmayayım değil de Goa kafası diye bir şey var. Herkes inanılmaz açık görüşlü, herkes gezgin, herkesin mutlaka yoga ile bir bağlantısı var. Denizin, güneşin, gün batımlarının, dolunayın, kültürün ve yemeklerin tadını bir sürü insanla beraber çıkarmak muhteşem. <3
- Konaklama: Biz Kuzey Goa’yı tercih ettik sadece. 4 gün Keri Plajı‘nda, 9 günde Anjuna Plajı‘nda kaldık. Keri hem sakin hem de Arambol’e yakın olduğı için oldukça mantıklı bir seçenek. Anjuna’yı ise katıldığım 1 haftalık yoga dersleri için seçtik. Ancak yoga kursu olmasa kesinlikle Anjuna’da kalmazdık :) Kuzey Goa’da kesinlikle biraz sakinlik isteyenler Keri’de, kalabalık, cıvıl cıvıl gün batımları, çarşılı bi plaj isteyen de Arambol’de kalmalı:)
- Hosteller: Özellikle Goa’da inanılmaz fazla kalacak yer opsiyonu var. Özel odalardan, yataklı ortak yataklara kadar oldukça uyguna bir sürü hostel bulmak mümkün. Günlük 300 rupi’den (4 EUR) 3000 rupi’ye kadar çeşitli yerler bulmak mümkün. Fiyatlar yükseldikçe haliyle odaların konfor ve hizmet alanı genişliyor.
- No Name Free Hostel: Keri Plajı’nda yer alan bu hostel para amacı gütmeyip gönüllü çalışma karşılığında hostelde bedava konaklama imkanı sürüyor. Dünyanın birçok yerinden uzun veya kısa süreli gelip burada çalışıp yaşayan insanlar dolu :) Hatta 1 tanesi uzun süreli gönüllü, 1 tanesi kısa süreli gönüllü 2 Türkle de karşılaştık. <3 Konaklama kısmı ranzalı odalarda veya çadırda olabiliyor. Biraz alışkın olduğumuz konfor alanından uzak ancak bir o kadar da öğretici ve hafifletici bi süreç :) İşleri günlük karma yoga ile belirliyorlar, duvarda işler listesi (bahçeyi toparlamak, bulaşıkları yıkamak, yemek yapmak vb.) asılı. Her gün bu işler arasından kura çekilip kimin ne iş yapacağı belirleniyor. Biz kısa kalacağımız için misafirler için olan özel odalarda konakladık. Bu biraz pahalıydı. Günlüğü 30 EUR’ydu ve odada pek konfor yoktu :) Bir yatak ve bir de minik tuvaletten oluşuyor. Biz bu topluluğa ve fikre bayıldık, çok fazla zaman geçiremesek de onlarla, bizim için güzel bi tecrübe oldu. Bu enteresan gönüllü hosteli Melke On The Road blogu aracılığı ile keşfettik. Buradan ona tekrardan teşekkür edelim:)
- Chill Inn: Anjuna‘da gittiğim yoga kursuna çok yakın olmasından ve hesaplı olmasından ötürü burayı tercih ettik. Günlüğü 1200 rupi’ye (15 EUR) özel oda, tuvaletli bi odada kaldık. Hem de plaja yürüme mesafesindeydi. Bir haftalığına burayı tutmuştuk. 2 gün daha uzatmak isteyince 4000 rupi istedi bizden otel sahibi. Biz de tabi ki bu fiyata kalmadık, sezonun en yoğun günleri 24-25 Aralık için yeni yer bulduk:)
- Albert’s Place: Yine Anjuna’da yer alan bu yeri orada kalacağımız gün içinde bulduk. Sezonun en yoğun günleri için bize yüksek fiyat söylemeyip 1200 rupiye geceliği anlaştık. Tatlı bir Hristiyan ailenin evi, müstakil evlerinde huzurlu huzurlu yaşıyorlar. Diğer müstakil evin odalarını ise kiralıyorlar. Oda gayet temiz ve kocamandı. Son gün ise odada kertenkele görünce biraz tedirgin oldum ama en son kertenkeleye bakarak uyuyakaldım :D Evet Hintliler hayvanlarla iç içe yaşıyorlar, özellikle böyle yerlerde örümcekler, kertenkeleler, kurbağa olması çok normal:)
- Sezon: Goa’nın sezonu Kasım ile Şubat ayları arasında en yoğun oluyor. Daha sonra ise Musonlar başlıyor.
- 15 Aralık ile 15 Ocak arasına denk gelirseniz ise en yoğun ve en pahalı sezon oluyor. Kalabalıktan hoşlanmıyorsanız kesinlikle bu tarihlerden uzak durun.
- 24 Aralık-1 Ocak tarihleri ise en pahalı dönem oluyor. Çünkü Hindistan yılbaşı tatiline giriyor ve Hintli gençler de Goa’ya akın ediyor. Taksilerden, motor fiyatlarına, konaklamaya, diğer şehirlere ulaşıma kadar her şey 2-3 katına çıkıyor. Biz bu zamana denk geldiğimiz için oldukça etkilendik :( Örneğin normalde Goa’dan Hampi’ye yataklı otobüs kişi başı 500 rupi iken, 1600 rupi ödedik.
- Duyduğumuza göre 15 Ocak’tan sonra Goa hem sakinliyor hem de en huzurlu dönemlerinden biri oluyormuş :)
- Fiyatlar: Kuzey Goa’da inanılmaz çok sırt çantalı turist olduğundan çok ucuza yaşamak mümkün. Konfor alanlarından uzaklaşmak istemeyenler için de daha lüks seçenekler yer alıyor.
- Bira: 60 ile 100 rupi arasında değişiyor. Goa’nın kendi birası King’si bol bol için :) Kingfisherı da mutlaka deneyin.
-
- Su: 1 lt sura bakkallarda 20 rupiye, restoranlarda veya plajlarda ise maksimum 30 rupiye satılıyor.
- Ana yemek: Genel olarak restoranlarda 100-300 rupi arasında ana yemekler değişiyor. Plajlarda da aşağı yukarı bu fiyatlarda, bazı şeyler biraz daha pahalı olabiliyor. Sokakta yemek yemek ise inanılmaz ucuz! 2 kişi 100 rupiye doyabilirsiniz. Biz sokak yemeği de çok fazla denedik ve ucuza geldi bayağı. Para harcamak istemediğimiz zamanlar sokak yemeği yedik. (Samosa, maggi noodle’ı, yumurtalı sandviç vb.)
- Plaj: Goa’da plajlar ücretsiz, plajlarda bir sürü işletme var ancak hiçbiri şezlong parası almıyor. Sadece yediğiniz içtiğinizi ödemek yetiyor. Mekanlarda yeme içme fiyatları da bizdeki gibi uçuk kaçık değil, oldukça makul fiyatlar. Burdan Türkiye’de plajların böyle olmasına bir kez daha sitem ediyoruz :( Dileyenler de havlusunu atıp istediği gibi takılabilir, karışan eden yok :)
- Alışveriş: Kuzey Goa’da birbirinden güzel sokak pazarları yer alıyor. Pazarlarda kıyafetlerden, ev tekstiline, çantalara, rengarenk Hint şallarına, takılara, Goa’da yetişen taze baharatlara, ev süslerine, bronz Ganesha, Shiva, Ohm statülerine kadar bir sürü şey bulmak mümkün. Biz alışveriş yaparken biraz gözümüz döndü :) Her şey de acayip ucuz olduğundan almadan yapamadık :) Giderken nerdeyse boş götürdüğümüz 1 büyük bavulumuzu dolu getirdik <3 Çünkü her şey muhteşem, pazarları aşağıda detaylıca yazdık.
Kuzey Goa’nın Plajları:
- Keri Plajı: Goa’nın en kuzeyinde yer alan bu plaj son yıllarda gelişmeye başlamış. Önceden pek bir şey yokmuş, şimdi ise gönüllü çalışma imkanı olan hostelleri, genç sırt çantalı gezginleri ile hareketlenmeye başlamış. Keri oldukça da sakin, ne çarşısı var ne de peşinize düşen Hintli satış yapmak isteyen insanlar var. Birkaç bakkal ve restoran dışında pek bir şey yok. Sakin bir yer isteyenler Keri tam olarak sizin için. Arambol’e de 8 km olduğu için Keri’de kalıp gezmeye Arambol’e gidebilirsiniz.
- Arambol Plajı: Kuzey Goa’nın bizce en hareketli en eğlenceli en keyifli plajı burası. Bütün gezginler burada toplanmış, sahilde müzik yapanlar mı ararsınız, yoga yapanlar mı ararsınız, 60’larda gelen hippi amca ve teyzeler mi ararsınız; hepsini burada bulabilirsiniz. Keri’ye göre oldukça büyük, sokaklarda bir sürü alışveriş dükkanları, kafeleri ve dövmecileri burada bulmak mümkün. Arambol’de nispeten daha az yerel turist var. Yabancılar ağırlıklı burada. Siz de aman ben sessiz sakin yerde yapamam, kalabalık isterim, insan göreyim derseniz Arambol’u mutlaka ama mutlaka tercih etmelisiniz. Arambol’de herkese göre bir şey mutlaka var. Bizim favori plajımız kesinlikle burası!
- Drum circle: Her akşam gün batımından hemen önce aynı müzisyenlerin bir araya gelip sahilde darbuka çaldığı muhteşem bir eğlence. Darbuka çalmaya başlanınca hemen insanlar yuvarlak oluşturuyor ve herkes dans etmeye başlıyor. Çocuklar, bebekler, turistler, hippiler, hintliler derken inanılmaz bi organizasyon oluyor. Mutlaka ama mutlaka bu müzik şölenini deneyimleyin!
- The Source: Goa parti yeri olarak da biliniyor. Trans partiler, dolunay partileri ve daha niceleri. Biz Arambol’de yer alan the Source’un Ecstatic Dansını görünce girmek istedik. Meğer sonuna denk gelmişiz, bir baktık herkes birden yere oturdu. Ve mantralar söylenmeye başladı, biz de mantralara eşlik ettik :) Bu dans nedir peki? Ecstatic kelime anlamıyla kendinden geçmiş, mest olmuş demek. Aklınıza başka şeyler gelmiş olabilir ancak burda kesinlikle ne bir uyuşturucu ne de herhangi bir alkol kullanımı var. Herkes gerçek anlamda kendinden geçerek, kimseyi yargılamadan kendini müziğin ritmine bırakıp dans ediyor. Ve burası gece kulubü de değil. Bazen sabah 10-12 arasında bazen ise akşamlar 7-9 arasında oluyor. Ön yargılarınızı bırakıp mutlaka hayatınızda bir kez deneyimlemeniz gereken bir tecrübe. Buradan nasıl bir şey anlayabilirsiniz :)
- Mandrem Plajı: Nehrin denizle birleştiği Mandrem de diğer bir sakin plaj. Arambol’den bir sonraki plaj olup burada da yeme-içme ve alışveriş dükkanları bulmak mümkün. Sakin yer arayanlara başka bir alternatif olabilir.
- Anjuna: Anjuna ile ilgili gitmeden çok fazla şey duymuştuk. Trans partilerinin merkezi, eğlenceli vs. diye bir sürü şey yazıyor internette. Gidince bir baktık; hep yerel insan dolu. Özellikle plajlar grup grup Hintli doluydu :) Turistler de vardı ama Arambol’e göre turist çok azdı. Bir diğer kitle de artık Goa’ya yerleşmiş nispeten büyük ve/veya yaşlı Avrupalı insanlardan oluşuyor. Ben Anjuna’da yoga kursuna katıldığımdan burada kaldık, yoksa burada kalmazdık muhtemelen. Biraz kötülemiş gibi olduk ama yukarıda bahsettiğimiz plajlar kesinlikle daha güzel!
- Curlies: Anjuna’nın Güney’inde yer alan bu işletmeye nerdeyse her gün gittik :) Çalışanlar acayip tatlı ve menüsünde de ne ararasınız bulunuyor. Güney kısımda daha az insan var ve Anjuna’nın plajına göre daha küçük. Anjuna’nın ana plajına da öyle çok uzak değil. 15 dakikaya sahilden yürümek mümkün. Akşamları da parti oluyor ancak tabi ki lokal insan dolu. Curlies’deyken gün batımından sonra da kalıp bakalım neler olacak dedik. Giriş sadece erkeklere paralı oluyor :) Zaten içerdeyseniz ücretsiz tabi. Renkli neon ışıklı parti süsleri satan satıcılar, onları alan Hintliler derken pek de çekici gelmedi bize ve erkenden çıktık.
- Vagator, Calangute, Baga: Anjuna’nın etrafında yer alan bu plajlar da oldukça popüler gözüküyor. Bu plajlar da daha çok Hintli insanlar bulunuyor. Sahildeki tüm yerler akşam neon ışıklara bürünüp hepsi ayrı ayrı bangır bangır müzik çalıyor. Tüm mekanların da hemen hemen dışarıda masası bulunuyor, dileyenler de orada oturuyor. Biz Baga’ya Pazar akşam gitme gafletinde bulunduk aman allahım iğne atsan yere düşemezdi. O kadar kalabalıktı, satıcılar, çoluk çocuk, hep beraber dolaşan gruplar falan derken hemen kaçtık :) Bir gündüz vakti de Vagator’a gittik, 5 dakika da çıktık :) Özetle günübirlik gidilebilir ancak kesinlikle burada kalmamalısınız.
- Chapora Fort: Chapora nehrine kuşbakışı bakan hisar 1700 yıllarında inşaa edilmiş. Hem Portekizliler hem de Portekizlileri bozguna uğratmak isteyen Maharathalılar tarafından kullanılmış. Hisar konum olarak mükemmel bir açıya sahip, tüm yönleri kuşbaşı görebiliyor. Goa’da bunun gibi bir sürü hisar bulunuyor.
- Ozran Plajı(Little Vagator): Anjuna’nın etrafında yer alan en sakin en huzurlu plaj kesinlikle buraydı. Özellikle sabahları pek kimsecikler yokken denizin keyfini çıkarmak çok güzel. Bu taraflara yolunuz düşerse mutlaka Ozran’a uğrayın. Sahilde Shiva’nın yüzü bi hippi tarafından kayalara oyulmuş. Shiva’ya inanlar buraya çiçek vs. de bırakıyorlar :)
Alışveriş
- Mapusa Marketi: Goa’nın büyük yerleşimlerinden biri Mapusa’da her gün meyve, sebze ve balık pazarı kuruluyor. Hindistan’ın diğer büyük şehirlerinden gelen tüm ürünler Mapusa’dan Goa’ya dağılıyormuş. O sebeple ürünler burada daha ucuz olabiliyor. Pazarlık yapmadan da olmuyor. Örneğin 500 (7 eur) rupi diyor; 200’e (2.7 eur) kadar düşüyorlar. Fiyat söylemeye niye bu kadar yüksekten başladıklarını anlamadık ama Hintliler de böyle galiba.
- Ramakrishna’s Place: Pazarın içinde dükkanı olan bu yerin tütsüleri el yapımı. Buradan tütsü almadan dönmeyin. Biz 7-8 tane aldık, hepsini tek tek yakıyoruz. Gerçekten muhteşemler, el yapımı olduğu görüntüsünden de anlaşılıyor, her bir çubuğun üstündeki kısımlar biçimsiz ve pürüzlü . Ayrıca burada sizin teniniz için uygun parfümü de bulabilirsiniz. Bu servis için biraz beklemeniz gerekiyor, ya da öğleden sonrası daha sakinliyor o zaman gidebilirsiniz. Biz de bir dahaki sefere parfüm için gideriz inşallah :) İçerisinde 10 tane tütsünün yer aldığı paketler 75 rupi (1 EUR), büyükleri ise 150 rupi (2 EUR).
-
- Union Eczanesi: Bu ezcanın üst katında hem Ayurvedik (Hindistan sağlık sistemi, hayat bilgisi demek aynı zamanda) hem Homoterapik ürünler bulabilirsiniz. Biz ne alacağımızı bilmeden girip yüz için kremler, ufak yaralar yanıklar için kremler, saç dökülmesi için şampuan, sarımsak hapı, sigara bırakma hapı, uçucu yağlar derken bir sürü şey aldık ve toplamda 1000 rupi ödedik.
- Arambol Günbatımı Pazarı: Arambol sahilinde gün batımında gençli yaşlı hippilerin kendi yaptıkları takıları, kombuchaları, uçucu yağları, vegan tatlıları; kumsalda yere oturarak sattıkları market burası. Hemen hemen her gün oluyor. Fiyatlar Hintli pazarcıların fiyatına oranla daha pahalı, hatta bazı şeyler Avrupa fiyatları ile satılıyor.
- Anjuna Marketi: Çarşambaları Anjuna’da kurulan bu pazar aslında eskiden hippi abi ablaların gezilerine devam edebilmek diye kendi eşyalarını (fotoğraf makineleri, kıyafetler, saat vs.) sattıkları bi yermiş. Daha sonra pazara ilgi arttıkça bugünkü halini almış.Her şey inanılmaz güzel ve rengarenk. Hintli satıcılardan, Avrupalı satıcılara, dünyanın birçok yerinden gezginlere kadar bir sürü farklı profilin burada standı bulunuyor. Klasik Hint ürünleri dışında, bu gezgin veya hippiler tarafından yapılan tasarım ürünler de bulmak mümkün. Pazara sabah saatlerinde giderseniz siftah yapmak için baya indirim yapabiliyorlar. İlk gelen müşteri bi şey satın almadan giderse uğursuz olacağına inanıyorlar. Aldırtmadan resmen müşteriyi bırakmıyorlar :) Bir de el sıkışıp şans istiyorlar. Akşam vakti de giderseniz bu sefer de ayrı indirim oluyor :) Ne zaman giderseniz gidin pazarlık yapmaktan çekinmeyin. 1/3 oranını unutmayın, ne derlerse en fazla üçte birini söyleyin :)
- Mackies Saturday Nite Bazaar: Goa’da Cumartesi akşam pazarları oldukça yaygın. Biz ilk buraya geldik, kocaman bir pazardı. Otoparkının büyüklüğünü hayal bile edemezsiniz. Akşam 5 gibi açılıp geceye kadar devam ediyor. Alışveriş için kesinlikle bu pazarları tercih edin, inanılmaz fazla seçenek var. Bu pazarda diğer akşam pazarından farklı olarak bir sürü farklı yemek stantları var. Yemek severler mutlaka bu pazara gitmeli. Bu pazar Ingo’s göre daha çok lokal insanların olduğu bi pazar ve daha kalabalık. Bir Cumartesi akşamınızı ayırıp, hem bu pazara hem de Ingo’s gidin mutlaka.
- Ingo’s Saturday Marketi, Arpora: Burayı tesadüfen keşfettik ve iyi ki görmüşüz. Cumartesi akşam pazarlarının en ilgili çekici olanı burasıymış. Büyük olduğu için ne ararsanız var, yere açılmış takıcılardan, kıyafetlere, şallara, yemek stantlarına kadar her şeyi bulmak çok kolay. Ayrıca müzik performansları da oluyor, muazzam Banyan ağacı altında dans edebilirsiniz. <3
- Tibetan Marketi: Calangute’de yer alan bu Tibet pazarında çeşit çeşit takılar, Tibet şalları, battaniyeleri ve tanrıların statülerini bulmak mümkün. Burada kıyafet yok ve diğer marketlere göre oldukça ufak. Bu market her gün sabahtan akşama kadar kuruluyor. Gördüğümüz kadarıyla Tibet ürünleri Hint ürünlerinden daha kaliteli. Battaniyeniz yoksa mutlaka Tibet battaniyesi alın :) Bizim çok aklımızda kaldı ama alamadık :(
Yoga kursları
- Konu Hindistan olunca her yerde yoga yapabilmek, ağaçlara yapıştırılmış yoga dersi ilanları görmek çok normal :)
- Hem tek katılımlık yoga dersleri ya da daha uzun süreli dersler bulmak mümkün. Eğitim, workshop gibi bir şey istemiyorsanız oraya gittikten sonra da ayarlayabilirsiniz. Hatta birçok hostelde de her gün düzenli yoga dersleri olabiliyor. Kaldığınız yere mutlaka sorun.
- Yoga yapmıyorsanız da bence mutlaka Goa’da bunu tecrübe etmelisiniz. Yoganın memleketine gitmişken, birkaç derse girip fikir edinmek çok güzel olur.
- Ben Berlin’e taşınınca Ashtanga Yoga‘ya başladım ve burada gittiğim stüdyodaki hocadan çok tecrübeli bir hoca öğrendim. Hoca epey deneyimli olunca ve Ashtanga da olunca biraz pahalıydı ama her zaman olan bir şey olmadığından Anjuna’daki kursa kaydoldum. Çok güzel bi deneyimdi keşke daha uzun süre yapabilseydim. Doğada yoga yapmak muhteşem bir tecrübe. Bu stüdyonun adını buraya yazmak istemedim, çünkü internette hoca ile ilgili hiç bilgi yok, kulaktan kulağa duyulan bir hoca. Ben de paylaşmak istemedim, ilgilenenler bize yazarsa adını paylaşırız.
Mumbai rehberini buradan okuyabilirsiniz.
Hindistan’a gitmeden önce bilmeniz gerekenleri ise buradan okuyabilirsiniz.