Posted by admin on Kas 10, 2018
New York Yeme İçme Rehberi
Hadi gelin hepberaber New York övelim! “O kadar güzel bir şehir ki tarif etmek imkansız”. “Manhathan ve çevresi özellikle. İnsanın aklını başından alıyor resmen”. Şaka şaka, biz NY’yi şaşırarak, bazen üzülerek, bazen de heyecanlanarak gezdik. Öncelikle şunu söyleyelim, ikimizin de Amerika’ya ilk gidişi, doğal olarak NY’ye de. Her ne kadar ilk gidişimiz olsa da biz NY’yi biliyormuşuz. İlk gün otele yerleştik ve şehri biliyormuşçasına dolanmaya başladık. Şehrin her noktası bir filmin, bir dizinin ya da bir oyunun sahnesi. Bu yazımızda sadece yemek kültüründen ve tavsiye edeceğimiz yemek yerlerinden bahsedeceğiz. Hadi başlayalım! New York’da oturarak bir şeyler yeme, içme işi pek zor. Çoğu kahvecinin oturma alanı yok mesela, özellikle Midtown denen daha çok iş merkezlerinin olduğu yerlerde imkansıza yakın. İlk gittiğimiz günlerde çok zorlandık, yürü yürü yoruluyoruz, bi yere oturup bir şeyler içelim, dinlenelim diyoruz. Sonra oturacak yer bulamayıp içeceğimizle yürümeye devam ediyoruz. Neyse son zamanlarda birkaç tane oturalabilir cafe, restoran keşfedebildik de rahatladık biraz :) Porsiyonlar: Hepimiz Amerikan boylarını filmlerden, dizilerden az çok biliyoruz. New York’ta yediğimiz yemekleri düşününce filmler, diziler hiç de abartılmış değilmiş. Tek bir porsiyonla 2 kişinin rahatlıkla doyabileceği birçok yemek yedik. Mesela ilk gün Murray’s denen bagelcıya gittik, sabah mahmurluğu ile 2 bagel, 2 kahve söyledik aman allahım. 1 bagel, 1 kahve söylesek de doyarmışız :) O sebeple ondan sonraki günlerde dikkatli olup azar azar sipariş vermeye başladık. Pizzacılarda böyle bir sorun olmuyor, genelde tek pizza söyleyip paylaştık. Çoğunluk da bu şekilde yapıyor. Ama bageldır, hamburger menüleridir, tatlılar, hele kahveler başka bir ırka hitap ediyor resmen :) En küçük boy kahvesi bile bizim bildiğimiz kahvelerin 2 katı. Neyse özetle birer porsiyon almayıp paylaşırsanız hem cebiniz hem mideniz rahatlar. Çeşitlilik: New York’a 1800’lerin sonundan 1950’lere kadar Avrupa’dan, Asya’dan insanlar göçmüş. Özellikle Avrupa’daki savaş dönemlerinde Doğu Avrupa’dan ve İtalya’dan çok fazla insan gelmiş. Sonra China Town denen bölgede ufak çaplı bi Çin var, şu an kaç kişi yaşıyor sayısını bile bilinmiyormuş :) Bir tarafta komşu Meksikalılar, Koreliler derken acayip çeşitli bir şehir haline gelmiş. Bu da tabi direkt New York’un yeme içmesine yansımış. Çok eski, bizim bildiğimiz esnaf usulü restoranları ile gerçekten yemek anlamında insanı oldukça tatmin eden bir yer New York. Bu yerler de kendi kültürlerini biraz Amerika ile harmanlayıp porsiyonları daha büyük, yemeklerini, tariflerini daha çeşitli hale getirmişler. İsraf: Şu başlık altında söylenecek o kadar çok şey var ki! Bu şehirde cidden yemek israfı ve plastik kullanımı inanılmaz...
Read more