Şehrin büyük bir kısmı UNESCO Dünya Mirası Listesi‘nde yer alan Bamberg, tarihi dokusu, canlılığı, doğası ve biraları ile aklımızı başımızdan aldı. 80 bin nüfusunun yaklaşık 14 bini öğrenci olması da şehri dolu dolu ve capcanlı bir yer haline getirmiş. Tabi ek olarak da bu minnacık şehir yılda 2 milyona yakın turist alıyormuş. (Helal olsun, darısı bizim ülkenin şehirlerinin başına.) Ayrıca Bavarya’nın bu minik şehri 70’ten fazla kendi birasını üreten yerle Almanya’nın en fazla birahanesine (brewery) sahip olan şehirmiş. Hadi az biraz gezilecek yerlerden bahsetelim de ardından buranın birahanelerine geçelim.
Gezilecek Yerler:
- Eski Şehir: Burası şehrin görsel olarak en güzel yeri. Bir tarafında küçük Venedik denilen kanal ve nehre sıfır eski balıkçı evleri (hala evlerden biri bu nehirde balıkçılığa devam ediyormuş), diğer bir tarafta 14 ve 15. yüzyıldan kalma birbirinden güzel yapılar. Eski şehrin çevresinde dolaşıp köprüleri farklı açılardan gördükçe daha çok sevdik buraları :)
- Çiftçi ve Bahçivan Mahallesi: Tüm eski yerleşim yerlerinde çiftçiler şehrin hemen dışında yaşar ve şehrin meyve sebze ihtiyaçları bu şekilde karşılanırmış. Bamberg’i önemli kılan ise bu şehrin hemen dışındaki çiftliklerin ve bahçelerin uzun süreler boyunca korunmuş olması. Hala bile birkaç çiftçi ekimini yapıp kendi evlerinde ya da şehre kurulan pazarda ürünlerini satıyor. Bu şekilde hala taptazecik ve minimum yol alan sebzeler tüketiliyor. Hala var olan çiftlik-evlere uğramanızı tavsiye ederiz. Hatta bu mahallede Gärtner- und Häcker denen bir müze bile yer alıyor. Bu müzenin hemen komşusu hala devam eden çiftçi, girip görebilirsiniz.
- Michelsberg Manastırı: Burası şehrin iki yüksek tepesinden birisi. Tepede manastır olmasının yanında şehrin bu bölgesi üzüm bağları ve şarap üretimi ile de meşhur. Hatta buradan şehrin ters tarafına doğru ilerledikçe bol bol şaraphane bulmak da mümkünmüş. Manastırın önündeki cafede manzaranın tadını çıkarıp dinlenmenizi de öneririz :)
- Altenburg Kalesi: Yaklaşık 30-40 dakikalık yorucu bir yürüyüşten sonra şehrin en yüksek tepesi olan Altenburg’a ulaşıyorsunuz. Kalenin içine girdiğinizde karşınıza muhteşem bir manzara çıkıyor. Kalenin avlusunda biranızı içip yorgunluğunuzu da atabilirsiniz. Biz bu tepeyi ve buradan dönüş yolunu çok sevdik. Buraya gidecekseniz dönüş yolunuzu Spezial-keller denilen bira bahçesine doğru çizin. Bu sayede çok güzel sokaklardan geçeceksiniz.
- Kanal ve nehir kenarı yürüyüşü: Regnitz nehrinin etrafına kurulan şehirde bol bol kanal da mevcut. Kanal kenarında uzunca yürüyüş yolları var. Bizce bunlardan birinde en az 20-30 dakika yürüyün. Bizi orada yaşayan bir arkadaşımız anılarını anlata anlata gezdirdi bu kanal kenarlarında. O yüzden daha bir güzel geldi!
Birahaneler:
Şehir ne kadar güzel olursa olsun, bizim için şehri güzelleştiren bir diğer unsur yemek ve içkileri oluyor. Tabi Bamberg de biranın en iyi yapıldığı yerlerden birisi. Şehrin en eski birahanesi 1533 (Klosterbrau) yılından beri faaliyette. Bunun gibi 8-10 tane birahane var merkezde. Çevre köylerde de bol bol birahane mevcut tabi. Birahaneler dışında da yaz aylarında açık olan ve geneli bu birahanelerden aldıkları ev yapımı biraları satan bira bahçeleri (Keller) var. Onlar da ayrı bir güzel oluyor. Hadi biracıların ve biralı bisiklet turunun üstünden bir geçelim :)
- Klosterbrau: Burası şehrin en eski birahanesi. Eskiden sadece piskoposların içmesi için yapılan Braun (Kahverengi) birayı hala aynı şekilde üretiyor. Tabi artık bizler de içebiliyoruz :) Biraları çok çok lezzetli! Mutlaka gidilmesi gereken yerlerden birisi.
- Schlenkerla Rauchbierbrauerei: Fıçılarda tütsülenerek sunulan bira çeşidinin mucidi de burası. Şehrin en popüler bir diğer biracısı. Hatta denilene göre sabah kahvaltı olarak bu birayı içen çok oluyormuş :) Biz de öğleden önce önünden geçerken önündeki kalabalığı görüp, biz de bir tane alıp denedik. Tütsülü bira bizim damak tadımıza çok yakın gelmedi ama buraya kadar gelmişken denemek lazım.
- Fässla Brewery: Buranın bulunduğu cadde yüzyıllar öncesinde şehrin ticaret yoluymuş. Kuzeyden gelip güneye gidenlerin geçtiği, konakladığı, yediği, içtiği bir caddeymiş yani. Bu birahanelerin de bira yapmak dışında kalacak yerleri, yemekleri ve tanışılacak onlarca insanı olurmuş. Aslında bizim oralardaki hanlar gibi. Tabi ek olarak kendi biralarını yapıyormuş bu hanlar. Bu da o dönemlerden kalma 1649 yılından beri ayakta olan bir biracı. Bu caddede yer alan 2 biracıdan birisi.
- Brauerei Spezial: Burası da yukarıda bahsettiğimiz Fässla ile aynı caddede olan diğer birahane. Buranın da tütsülenmiş biraları meşhur. Tabi onun dışında 1-2 çeşit birası daha var. Ayrıca et seviyorsanız burada güzel bar yemekleri de bulabilirsiniz.
- Brauerei Keesmann: Biz buraya gitmedik ama bizi gezdiren arkadaşımız önünden geçerken burayı da övüp bize hemen karşısındaki başka bir birahaneye götürdü. Denemekte fayda var.
- Spezial-Keller: Burası da güzel havalarda açılan bir bira bahçesi. Biralarını Spezial’dan alıyor. Hafif tepede olduğu için hem serin hem manzarası çok güzel hem yemekleri lezzetli hem de biraları enfes :) Yani buraya gitmemek için hiçbir sebep yok. Çok sorgulamadan buraya kesin gidin. Hatta az sonra anlatacağımız bisiklet turunun son durağı olarak da burayı düşünebilirsiniz.
- Wilde Rose Keller: Burası da gidemediğimiz ama çok güzel görünen bira bahçelerinden birisi. Sizin vaktiniz olursa deneyin :)
Bisiklet Turu:
Bu tur aslında çok şekilde esneyebilir. Ancak bizim yaptığımız şekli oldukça güzel ve mutlu ediciydi :) Öncelikle bunun için bisiklet kiralamak lazım. Biz bisikletler şuradan 12 Euro’ya kiraladık. Bize 1000 euroluk bisikletler vermelerine çok şaşırdık :) Bisikleti alır almaz da şu durakları izleyerek nehrin kenarından, doğanın içinden pıtı pıtı gittik. Toplamda 32 kilometre yol yapıp 4 yerde durduk. Nehirden karşıya ufak bir botla geçtik. Yaklaşık 4 – 4.5 saat sürdü tüm yolculuğumuz.
- Mahr’s Bräu: Biralarını en beğendiğimiz, şehrin merkezinde yer aldığı için yürüyerek de gidilebilecek bir yer. Burada sosis bira yapılarak yola başlanabilir.
- Schwanenkeller: (Biz buraya 1 Mayısta açılacağı için gidemedik. Ama şiddetle önerildiği için ekliyoruz)
- Schmausenkeller: Burası da manzarası olan bira bahçesi. Biraları da manzarası da ortamı da çok güzel. 60 dakika bisiklet sürdükten sonra ulaştığımız için de çok güzel gelmiş olabilir :D Ayrıca burada biralar hala 2 EUR, inanılmaz ucuz :)
- Michael Büttner: İçtiğimiz en lezzetli biralardan bir diğer de burada yer alıyor. Ayrıca hindi şinitzelleri de pek pek güzel :)
- Spezial-Keller: Az önce de yazdığımız Spezial keller’ı bu turunuzun son noktasına koymanız güzel olabilir.
Cafe Rondo (Bonus Mekan 1): Bu kahveciyi övmeden bu yazıyı bitirmek olmazdı. Şehrin göbeğinde yer alan bu kahveci hem çalışanları, hem kahveleri hem tüm insanların buluşma noktası olması ile çok güzel bir yere dönüşmüş.
Hofcafe (Bonus Mekan 2): Merkezde yer alan bu cafeye kahvaltı etmek için gittik. Avlunun içerisinden girip yukarı kata çıkınca çok güzel, güneş alan terası var. Yumurtalı, peynirli kahvaltı etmek isterseniz mutlaka buraya gelip terasında güzel bi kahvaltı yapın :)
Oktoberfest’e gitmek istiyorsanız ama pahalı buluyorsanız kesinlikle Bamberg’i düşünün deriz. Tabi ki bahar ve yaz aylarında tadından yenmeyen bir şehir. Diğer zamanlarda çok duyduğumuz 4’te kararan sessiz Alman şehriyle karşılaşmak çok olası :)
P.S: Very special thanks to Jan and George for their guidance!