Kaş’a Giriş
Tarihte en eski adı Habesos diye geçen Kaş önemli bir ticaret limanıymış. Antik kentlerde adı Antiphellos olarak da geçiyor. Sırasıyla Likya, Roma, Bizans ve Selçuklu yönetimi altında olan Kaş; son yıllarda parlayan bir belde haline gelmiş. Turkuaz mavisi suları ve çevresinde yapılacak çok fazla aktivite (Kekova, Myra Antik Şehri, Saklıkent vs) olması sebebiyle her geçen gün daha fazla turist çekiyor.
Biz Kaş’a ilk kez 2012 yılında yine cayır cayır olan sıcaklarda gitmiştik. O zaman Kaputaş Plaj’ında işletme yoktu, insanlar şemsiyesini götürüp güneşleniyordu. Hey gidi hey :)
Kaşın da, İstanbul’dan ciddi oranda bir göç aldığını insanlarla tanıştıkça anladık :) Kaş’a gidip de Kaş’ta yaşama hayali kurmamak olmaz zaten. Bu arzuyu Goa’ya gidip de orada yaşamak isteyenlerinkine benzetiyoruz. Deniz varsa, hava pek gri olmuyorsa zaten insan daha ne ister :) Şimdi gelelim kısa Kaş notlarına!
- Hangi havalanını kullanmalı? Kaş’a Dalaman Havaalanı daha yakın (150 km) ve burada shuttle seçenekleri daha sık. 70 TL’ye (2018 fiyatları) götüren birçok sefer bulunuyor. Antalya Havalimanı ise Kaş’a biraz fazla uzak. (220 km) Bizim Kaş’a ulaşmamız 5 saati buldu havaalanından sonra. 1 saat havalimanından otogara ulaşım, 4 saatte Kaş’a otobüs (30 TL) sürdü. Bu kadar süreceğini bilmiyorduk, bu sıcak aylarda hiç çekilecek gibi değil. Antalya Havalimanı’ndan da aslında shuttle var ama günde 2 sefer. Uçağın bu saatlere denk gelmesi pek zor.
- Ya da bir diğer alternatif olarak Facebook’ta yer alan transfer grubu nu kullanabilirsiniz :)
- Nerede kalınır?: Kaş’ta oteller 2 bölgeye dağılmış. Bir grup merkezde küçük işletmeli butik oteller, pansiyonlar, diğerleri ise Kaş’ın kuyruk kısmı olan Çukurbağ Yarımadası‘nda yer alıyor. Buradaki oteller genelde villa diye geçiyor, çoğunun plajı var ve/veya havuzları var. Bu yarımadadan Kaş Merkez’e gitmek için minibüsleri kullanabilirsiniz. Sezonda minibüsler sık sık oluyor, tercih sizin :)
-
- Biz bir önceki gelişimizde Hideaway Hotel‘de kalmıştık. Açık büfe kahvaltısı, muhteşem manzaralı bi terası, temiz ve balkonlu odaları, minicik de bir havuzu var. Biz oldukça memnun kalmıştık, çocukları aileler için de bir seçenek olabilir.
- Son gidişimizde ise Kaş Camping‘te kulüp odasında kaldık. Daha çok kampçıların, karavanlıların tercih ettiği bir yer. Kendi iskelesi var, buradan hemencik denize girmek de mümkün. Daha sakin bir yer istiyorsanız burayı tercih edebilirsiniz. Merkezin kalabalıklığı, gürültüsü burada hiç yok :) Aynı zamanda yürüyerek merkeze de 10 dakika uzaklıkta.
- Kaç gün yeterli?: En az 3-4 gün gitmenizi tavsiye ederiz. Etraftaki antik kentleri de gezmek isterseniz, Kekova turu vs. de yapmak isterseniz bu süre daha da artabilir. Özetle Kaş’a bir hafta, 10 gün bile çok değil :)
- Ne zaman gidilmeli?: Temmuz ve Ağustos ayları Kaş’ın hem en yoğun ayları hem en sıcak ayları (40 derecenin üstüne çıkıyor) Bir parça daha huzur ve serin hava isterseniz Mayıs-Haziran veya Ekim-Kasım gibi gitmeniz daha mantıklı. Dükkan sahipleri ile konuşunca şu an buranın en kötü hali, burayı bi de Kasım‘da görün dediler. Bir sonraki sefer için Kasım ayını ayarlamaya çalışacağız :)
Plajlar
Kaş’ın bu kadar çok ziyaret edilme sebeplerinden biri de turkuaz mavisi denizi olsa gerek. Her yerde denizin rengi muazzam ve hep pırıl pırıl. Denizin berraklığı öyle ki gerçekten insanı büyülüyor. Aşağıda bazı plajları yazdık ancak hepsine gidemezseniz dert etmeyin zira hepsi birbirinden turkuaz mavisi, hepsi birbirinden güzel. Hepsine gidebilmek için en az birkaç hafta Kaş’ta kalmak gerekir :) O sebeple tatilinizin keyfini çıkarın. Hepsine gidemeyeceğiz diye paniklemeyin :)
- Kaputaş Plajı: Türkiye’nin en güzel denizinden biri olan dünyaca ünlü Kaputaş Plajına Kaş’tan bi 20 km Fethiye’ye yönüne doğru gidilince ulaşılıyor. Kaş’taki bulvardan veya otogardan minibüslere binerek gidebilirsiniz. Şezlong ve şemsiye ücreti her biri için 7.5 TL. (2018 yaz fiyatları) Sabah erken saatlerde (7-8 gibi) veya akşam 6‘dan sonra gitmenizi tavsiye ederiz. Aksi halde hınca hınç bir kalabalık oluyor. Deniz ise biraz fazla dalgalı, bizce yukardan görmesi daha zevkli. Oraya kadar gitmişken de tabi bi Kaputaş’ta yüzmek gerek :)
- Limanağzı Koyu: Kaş’ın en sakin koylarından biri. Kaş’ta teknelerin sıralandığı yerde yer alan Limanağzı botlarına binerek ulaşılıyor. (Kişi başı gidiş dönüş 20 TL) Ya da Likya Yolu’ndan yürüyerek de varılıyor. Biz belli bir yere kadar motorla gidip yürümeyi düşündük ama hava çok sıcak olduğu için vazgeçtik. :) Daha makul aylarda yürümek tercih edilebilir.
- Bilal’in Yeri: Biz sakinliği ile ün salmış bu plaja gittik. Sabah 9 olmadan ilk tekneyle gittiğimiz için inanılmaz sakin ve huzurluydu. Bütün şezlonglar ve üstü kapalı minderli alanlar boş olduğu için de yer seçmekte epey zorlandık :) Sabah kimsecikler yokken turkuaz rengi denizinde yüzdük. Burada giriş ücreti şu şekilde; kişi başı 35 TL harcayınca şezlong ücreti almıyorlar. En az 2-3 saat kalmayı düşündüğümüzde gayet makul bir ücret. Mutfak da 11’e doğru açılıyor, bizim gibi erken gitmek isterseniz aç kalmayı göz önünde bulundurun :) Aa bu arada unutmadan burası çocuklu aileler için de çok güzel bir yer. Kıyıdan denize girilen yeri var ve deniz hemen derinleşmiyor. Çocukların boy seviyesinde olan kısmı da var :)
- Nuri’s Bungalow: Limanağzı’ndaki bir diğer işletme de Nuri’nin Yeri. Burada aynı zamanda konaklamak da mümkün. Odaları güzel duruyor, sakin bir tatil geçirmek için güzel bir seçenek olabilir. Kaş’a da kendi servisleri varmış. Kendi web sitelerinden detaylı inceleyebilirsiniz.
- Büyük çakıl plajı: Kaş’tan 1.5 km uzaklıkta yer alan bu plajda ise 3-4 tane işletme var. Yürüyerek 15 dakika da ulaşılıyor ancak sabah saatlerini tercih edin, yoksa yolda erirsiniz :) Ya da merkezde Cami’nin önünden kalkan minibüsler ile buraya varabilirsiniz. Burada kaynak olduğundan su buz gibi. Ancak +40 derece sıcaklar için de güzel oluyor :)
- Küçük çakıl plajı: Kaş’ın merkezinde yer alan bu plaj ise adından anlaşıldığı gibi hem küçük hem de çakıllı. Yukarıdaki de buna göre daha büyük olduğu için düz mantıkla adı Büyük Çakıl olmuş. Küçük Çakıl’ın aslı halk plajı ancak yan tarafında iki tane işletme var. Biri Derya Beach diğeri ise Çınar Beach. Biz Derya Beach’e gittik, yığınla şezlong dizilmiş ama bu sıcaklarda Küçük Çakıl’da şemsiyesiz de şemsiyeli de durulmaz. Derya Beach’te yine şezlong ücreti almayıp kişi başı 35 TL harcama limiti veriyor. Restoranın olduğu kısım ise sıcaklar için çok güzel yapılmış. Üstü tamamen ağaçlarla sarılmış, soldan da Küçük Çakıl’ı görmek mümkün. Ha unutmadan Küçük Çakıl’da da deniz inanılmaz soğuk, kaynak su aktığından. Ve soğuk suyun nerede sizi vuracağı belli olmuyor. Biraz şansa kalmış :) Ama iskeleden cumburlop buz gibi suya atlamak güzel bir his.
- Hidayet’in Koyu (Blanca Beach): Burası Kaş’ın Çukurbağ Yarımadası’nda yer alan kısmında olup Kaş’ın en popüler beach clubı. Daha bi beach club havası olduğundan biz buraya öncelik vermedik. Sizin vaktiniz varsa ve gününüzün hemen hemen büyük kısmını denizde geçirmek istiyorsanız gidebilirsiniz. Kaş’tan minibüslerle ulaşımı var.
- Daha da sakin yerler arayanlar için Akçagerme ve İnceboğaz plajlarına bakabilirsiniz :)
- Dalış: Kaş Türkiye’nin en önemli dalış noktalarından biri. Eğer bu tecrübeyi Kaş’ta yaşamak isterseniz bir sürü opsiyon bulunuyor. Biz daha önce gittiğimizde tüplü dalış yapmıştık. Hiç tecrübeniz yoksa bir hoca ile beraber yarım saat dalıyorsunuz. Hoca yardımcı oluyor epey, strese gerek yok. Kaş Camping’te dalış imkanı da var, dilerseniz gidince gidip konuşabilirsiniz.
Tarihi Yerler
- Kaş Antik Antiphellos Tiyatrosu: Çukurbağ Yarımadası’na giderken sağda yer alan (Kaş merkeze yürüme mesafesinde, Oburus Momus’u geçip Kaş merkezden uzaklaştığınızda 3-5 dk uzaklıkta) bu tiyatronun tepesine doğru çıktığınızda Meisli enfes bir deniz manzarası var :) Akşam saatlerinde yemekten önce tiyatroyu ziyaret edin, yoksa sıcakta harap olabilirsiniz. Bir de tiyatro restore edilmiş ancak sonuç pek üzücü :(
- Kaş Kral Lahdi: Uzun Çarşı (Kaş’ın en çok fotoğrafı çekilen begonvilli, cumbalı evlerin olduğu sokak) sokağının en üst kısmında yer alan bu lahit oldukça iyi korunmuş. Likya Uygarlığı’nın Kaş’ın etrafında antik şehirleri, kral kaya mezarlıkları ve bir sürü diğer kalıntılarını ziyaret edebilirsiniz. Kaş’ın etrafında yapılacak şeyleri ayrı bir yazıda yazacağız :) Ayrıca izlediğimiz hazine avcıları ile ilgili bir belgeselde tüm lahitlerin benzer kısımların kırık olduğunu gördük. Ölen kişiyi mal varlığı ile gömerlermiş. Sonra da hazine avcıları gelip bu minik penceleri kırarlarmış. Myra Antik Kenti’nde gördüğümüz lahitlerin de aynı yeri hep kırıktı.
Cafe & Restorantlar
- Çınaraltı Cafe: Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan Çınar ağacının altında yer alan bu cafede yemek de servis ediliyor. Kaş’ın sıcağında kavrulduğunuzda bir mola vermek isterseniz burada oturup çay, kahve içebilirsiniz. Ayrıca tam meydanda olduğu için gelen geçeni de izleyebilirsiniz :)
- Atom Büfe: Motoru hep park ettiğimiz yerin karşısında gözümüze çarpan bu büfeye bi gidip tost deneyelim dedik. Somun ekmeğine, tazecik domates ve biber de ekleyip yapılan bu tosta hayran kaldık. Tost severler bi deniz sonrası acıkmada buraya mutlaka gelip tostlarını deneyin.
- Dudu Mutfak: Kaş’ın dik yokuşlarından birinde yer alan bu sevimli kafede hem kahvaltı servis ediliyor, hem de zeytinyağlı, falafelli, kızartmalı atıştırmalıklar yer alıyor. Serpme kahvaltıda sık sık değişen reçeller, çeşit çeşit peynirler, sucuk, yumurta ve pişi dahi bir sürü kahvaltılık bulunuyor. Oteldeki kahvaltınızdan sıkıldıysanız nar ağacı altında, babaannenizin evinde oturuyor nostaljisinde Dudu Mutfak’ta kahvaltı yapmanızı tavsiye ederiz. Kişi başı ise 35 TL (2018 yaz fiyatı)
- Kaşım Ev Yemekleri: Kaş’ın denize paralel yokuşlu sokağında yer alan bu muhteşem yerde yok yok. Çeşit çeşit tazecik zeytinyağlılar ve isteyenlere etli ana yemekler de mevcut. Bi tabağın içine seçtiğiniz bir sürü şeyi minik minik koyduruyorsunuz. Biz çok aç olmayan bi zamanda gidip hata etmişiz. Tatilde çorba, ev yemeği özleyenler için burası bulunmaz bir nimet :) Ayranları da muhteşem, mutlaka deneyin.
- Oburus Momus: Oburus Momus buram buram İstanbul kokuyor. Genelde tatil yerlerinde görmeye alışmadığımız tarzda bir cafe/restoran. Yemekler vejeteryan/vegan. Menü özenle hazırlanmış, Asya’dan Hindistan’dan dahi lezzetler var. Biz Hint usulü börek olan Samosa, patlıcanlı parmesanlı fırında pişirilen (Melanzane) söyledik. Pad Thai (noodle)’yi de merak ettik ama onun yerine bowl söyledik. Bowl ortalamaydı ama diğerlerine bayıldık. Bizim gibi ara ara sağlıklı yemek yemek (birimiz sağlıklı yemek ister diğerimiz ise tam tersi :))isteyenler buraya gelebilirler.
- Zaika: Kaş’ın en popüler mekanı, meyhanesi burası olsa gerek. Etleri ile ön plana çıkan, ağaçların altında kocaman bir bahçesi olan Zaika’ya 1 ay önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Bizim gibi rezervasyon yaptırmadıysanız da 7’de açılma zamanında gidip 8:30′ da rezervasyonlular gelene kadar oturabilirsiniz. Muammara, kaya koruğu, acı gerçek(atom), gavurdağı salatası ve şaşlık gibi ortadan yemelik lezzetler söyledik. Meze öncesi mangalda ısıtılmış siyah zeytin getirdiler. Zeytine mangal isi değince o kadar güzel olabileceğini düşünemezdik, yanında gelen baharatlı tereyağlar da gerçekten çok lezizdi. Şaşlık vardı ki ilk lokmasında lezzet patlaması ve duygusal anlar yaşattı bize. Yumuşacık, odun kömürünün tadını içine çekmiş, soğanların aromasını almış enfes bir şaşlıktı. Kaş gibi bi yerde şaşlık bulup onunda bu kadar lezzetli olması gerçekten inanılmaz. Buraya ne yapın ne edin, hem ortamını, hem şaşlığını denemeye saat 7’ye 10 kala işinizi garantiye alarak gelin :)
- Sumanu: Biz daha önce Kaş’a geldiğimizde, ağaçların altında, kendi şarapları olan (karadut efsaneydi) tatlı mı tatlı bi yer olan Sumanu’ya gelmiştik. Bu seferde de gider gitmez akşam yemeği için burayı aradık ancak yerinde yeller esiyordu :( Onun yerine betonumsu, kocaman tesis gibi bir meyhane açılmış :( Gerçekten diyecek bir şey bulamıyoruz…
- Kaş Pazarı: Otogar’ın hemen arkasında Cuma günleri kurulan Kaş pazarında otlu, patlıcanlı gözleme, tazecik domates, salatalık ve diğer ürünler ve oracıkta haşlanan mısır bulabilirsiniz. Biz taze meyve sebze görünce kendimizden geçiyoruz. Hele de her şey etraftan geliyorsa, Gömbe yaylasından vs. o zaman iyice kafayı yiyoruz :) Pazarcılık muhteşem bir şey.
- Kaş Türk Kahvecisi: İstanbul’daki Okkalı’yı andıran, ara sokaklardan birinde yer alan bu kahvecide birbirinden farklı türk kahvesi seçenekleri bulmak mümkün. Kakuleli, sert içimli, dibek, damla sakızlı vs. değişik türk kahvesi denemek isterseniz burayı deneyebilirsiniz.
- Kaş Tava dondurmacıları: Kaş’ta Tayland usulü metal soğuk yüzey üzerinde hemen orada yapılan dondurmalar inanılmaz revaçta. Yapılışı görsel şölenli olduğu için ilgimizi hemen çekiyor. İçerisinde çok fazla da şeker olmadığından, sahlep ve meyve ile yapıldığından oldukça sağlıklı da. Kaş’a gidince görüp denememek imkansız :)
- Amazon: Kaş Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan bu dondurma ise tava dondurması dışında normal dondurmada yapıyor. Biz damla sakıza bayıldık, mutlaka deneyin.
Alışveriş
- Sandal@: Kaş’ın en fotojenik sokağı olan Uzun Çarşı’nın girişinde yer alan bu dükkanda birbirinden güzel sandaletler bulmak mümkün. Bir İstanbullu beyaz yaka Kaş’a taşınıp hayallerini gerçekleştirmiş. Nakitte de indirimleri bulunuyor, sandalet ihtiyacınız bulunuyorsa gidip bakabilirsiniz.
- Akşam pazarı: Cumhuriyet Meyhanesi’nin orada yer alan bu meydanda akşam saatlerinden itibaren çevreden gelen, daha çok, kadınların el işi ürünlerinin yer aldığı bir pazar kuruluyor. Tülbentten saç bantları, özel baskılı elbiseler bulmak mümkün. Kaş merkezde bir tur atınca bu akşam pazarına denk gelmemeniz imkansız :) Bir akşam pazarı da sahildeki meydanda kuruluyor. Ancak sahildekinde bize pek hitap eden şeyler bulamadık.
- Terra Dekor: Çarşının ara sokaklarında yer alan seramik ve türevlerinden, daha çok ev dekor ürünleri satılan bu dükkanı görünce insanı içeri girmeden edemiyor:) Biz de evimize balıklı minik bi saksı aldık.
Diğer fotoğraflar