Mumbai’a Giriş
Hindistan’da ilk durağımız 5 milyonu kayıt dışı olmak üzere 25 milyon insanın yaşadığı megakent Mumbai. Burası şimdiye kadar geldiğimiz en farklı şehir. Karmaşa içindeki düzeni, fakirliğin arasında ultra zenginliği, kirlilik içinde enfes lezzeti, kazık atmaya çalışan insanlar arasında dünya iyisi kişiyi bulabileceğiniz yegane yerlerden birisi bizce. Özetle biz bu şehirde her şeye şaşırdık. İşin garip yanı, biz bir şeylere şaşırıp fotoğrafını ya da videosunu çekerken insanlar da bize şaşırdı :) Bazı fotoğrafların altına kamera arkası yorumlarımızı ekleyeceğiz :)
Mumbai’de uçaktan indikten sonra 2 saate pasaport kontrolü için bekledik. Sıra acayip uzun, biraz düzensiz ve karışıktı:) Havaalanında taksiye binmek için ufak bir para bozdurma girişiminde bulunup ön ödemeli taksi ile konaklayacağımız yere gittik. Taksiye binince ilk gördüğümüz şey sisli bir gökyüzüydü. Sonradan bunun yanlızca sis değil de hava kirliliğinden kaynaklandığını öğrendik tabi.
Mumbai’in tarihi:
Mumbai’in tarihinden de ufak bahsedelim; 16. yüzyılda Mumbai 7 adadan oluşurken Portekizli denizciler tarafından işgal edilmiş. Şehre de “Güzel Körfez” anlamına gelen Portekizce Bom Bahia adı verilmiş. Daha sonra 17. yüzyılda Portekizlilerin şehri İngiltere’ye vermesiyle “Bombay” olarak adı zamanla değişmiş. 1995’te ise milliyetçi bir partinin bu eyalette başa gelmesiyle Tanrı Mumbadevi kelimesinden türetilerek şehrin adı bu seferde Mumbay olmuş. Ancak Hintliler Bombay diye telaffuz etmeye devam ediyor :)
Mumbai ülkenin en kalabalık 2. şehri, deniz kenarında olduğundan limanında yıllardır ticaret yapılmış ve yapılmaya devam ediyor. O sebeple ülkenin en önemli ticari ve ekonomik şehri burası. Hal böyle olunca Bollywood Hint film endüstrisi de bu şehirde yer alıyor. Vakti olanlar Bollywood filmi deneyimini yerinde Mumbai’da yaşayabilir :)
Şimdi gelelim Mumbai ile ilgili notlarımıza;
- Gitmeye değer mi?: Kesinlikle değer. Biz 2 gün kaldık, 2.günün sonunda keşke biraz daha zamanımız olsa da kalabilsek dedik. Ancak Hindistan’ı gezmeye başlamak için büyük şehirler çok mantıklı olmayabilir. Ülke gerçekten çok farklı, bildiğimiz bütün kuralları burada yok ya da daha farklı :) Bizim için uygun olsa burayı en sona bırakmayı tercih edebilirdik.
- Kaç gün kalınır?: İlk gidişte 2-3 gün yeterli olur. Büyük şehirler hele Hindistan’da olunca epey yorucu oluyor. Ülkede daha birçok gezilecek şehir olduğundan 2-3 gün iyi bir süre. 1 gün turistik bölgesi Coloba’yı, 2.gün Juhu ve Bandra’yı ve son günse aklınızda kalan yerleri gezebilirsiniz :)
- Nerede kalınmalı?: Coloba bölgesi turistik tüm yapıları içeriyor. Ancak acayip pahalı. Günlük en az 250 TL’yi gözden çıkarmanız gerekiyor özel oda için. Biz de hem Juhu bölgesine hem de Coloba bölgesine yakın olalım diye en uygun olarak Haji Ali’de bir oda tuttuk. Airbnb yorumları çok iyiydi ancak eve gidince biraz garip olduğunu gördük. Temizdi ama yine de bina ve sokak çok eskiydi. Biraz huzursuz olduk neyse ki herhangi bir problem yaşamadık :)
- Ulaşım: Mumbai trafiği ile de oldukça ünlü bir şehirmiş. Yoğun saatlerde 2-3 saat yolda kalmak gayet normalmiş. Yoğun saatler dediğimiz de günün her saati olabilir :)
-
- Şehir içi ulaşım: Şehirde genel olarak sadece taksi ve tuktuk ulaşımı var. (Tren de var ama binmeye cesaret edemedik :)) 2000’li yıllarda yapılan köprü Kuzey (Bandra ve Juhu) ve Güney (Haji Ali ve Coloba) Mumbai’yı birbirinden ayırıyor. Kuzeyde tuktuk ile ulaşım mümkün; hem daha ucuzdu hem de bizim için farklı bi deneyimdi. Daha az yer kapladıkları için pıtı pıtı aralardan sıyrılıp ilerliyorlar :) Güney (Coloba) tarafta ise normal taksiler ve uber seçeneği var. Biz tuktuk olmadığı yerde uber’i kullandık. Normal taksiler taksimetreyi açmayı tercih etmiyor, turist olduğumuzu görünce hemen sabit fiyat veriyor ve genelde normal tutacak fiyatın 3-5 katını istiyorlar. Biz bir sürü kez uber kullandık 80 rupi (1 EUR) ile 350 rupi (5 EUR) arasında tuttu ücretler. Özetle taksi acayip ucuz.
-
- Havaalanından şehre ulaşım: Havaalanı içerisinde yer alan banko üzerinden ön ödemeli olarak taksi ayarlamak mümkün. Taksici ile pazarlığa girmeye ya da kazıklayacak mı diye huzursuz olmaya gerek kalmıyor.
-
- Trafik: Mumbai’in trafiğinden bahsettik yukarıda. Yollar İngilizlerden kalma soldan akıyor, yani bizim bildiğimizin tam tersi :) Bunun dışında herkes yolları kullanıyor; taşıtlar dışında yayalar, el arabaları süren pazarcılar ve bazen hayvanlar hep beraber yoldan gidiyor. Biz ilk gün bu duruma çok şaşırmıştık. İnat edip kaldırımdan gitmek istedik bi süre, ancak sonradan fark ettik ki kaldırım bi yerde tıkanıyor ve yola inmek durumunda kalıyor insan. O sebeple daha sonra biz de kaldırım görsek bile kullanmayıp Hintliler gibi yoldan gitmeye başladık :) Türkiye’de de çok fazla yoldan yürüme var, ama Mumbai gibi değil :) Bu kadar araç, insan ve hayvanın aynı yoldan kazasız belasız gidebilmesi çok enteresan. Herkes korna veya el işaretleriyle yol hakkı istiyip alıyor, kimse birbirine kızmıyor. Hiçbir kavga görmedik. Kaza yapmama konusunda da iyiler, bir tane ufak kaza gördük ama Goa’daydı :)
- Döviz: Hindistan’ın para birimi rupi. 1 EUR 75 Rupi ediyor (2017 Aralık kuru) Biz havaalanında taksiye bineceğimiz kadar para bozdurduk sadece. Havaalanlarının kurları hep kötü oluyor, hatta Mumbai’da havaalanında bir de komisyon ücreti koymuşlar. Biz daha sonra Coloba’da döviz bürosu olmayan bir dükkandan bozmuştuk. Tur rehberi oraya götürdü, sorun yaşamadık hiç :)
- Sokakta hayat: Mumbai’da en çok şaşırdığımız ve bizi üzen şeylerden biri sokakta bir sürü insanın yaşaması oldu. Mumbai nüfusunun 5 milyonu kayıt dışı olup bir çoğu sokakta yaşıyormuş. (Bu bilgiyi tur rehberinden öğrendik, rakam tam doğru olmayabilir) Ve bunu birçok yerde kendi gözlerimizle gördük. Birçok köşe başında ve sokakta; bi gölge veya bi kuytu bulup uyuyan bir sürü insan gördük. Juhu ve Bandra bölgesinde de zengin hayatlar var. Gezdiğimiz ülkeler arasında gelir dağılımı farkını en çok burada gördük. Bununla birlikte gözlemlediğimiz bir başka şey ise, bu şehrin sahiplerinin orta ve alt gelir düzeyinde olan insanlar olması. Yani lüks bir AVM’ye, kaliteli bir restorana ya da havalı bir etkinliğe gitmediğiniz müddetçe zengin biri ile karşılaşma ihtimaliniz pek yok. Sokaklar fakirlerin, kapalı alanlar zenginlerin diye bölsek daha anlaşılır olur belki.
- Gecekondu mahalleleri (Slum): Slumdog Millionaire filmini mutlaka izlemişsinizdir. Oradaki çocuk gecekondu mahallesinde büyümüştü. Bu gecekondu mahallerininden Mumbai’da bir sürü var. Hatta nereden çıkacağı da belli olmuyor, Juhu’da yüksek yeni yapılmış binaların arasından birden gecekondu mahallesi çıkabiliyor. Yan yana sıralı bir sürü tek katlı kulübe veya çadırdan oluşuyor. Güneşten vs. korunmak için de mavi paravanlar ile çatısı kaplanmış.
- Sokak yemeği: Mumbai’da sokaklarda çok fazla yemek bulmak mümkün. Kızarmış börek olan Samosa’ya, bir nevi krep olan patatesli baharatlı Dosa’ya, baharatlı pilav olan biryaniye, mercimek yemeği olan dala kadar her şey bulunuyor. Sokakta yemek yemek de acayip ucuz. Restoranlar ile aralarında ciddi fark var. Neredeyse 10 da 1 kadar daha ucuz. Ancak dikkatli olmak gerekiyor, Hindistan’a gidip midesini bozmayan yokmuş. Biz de son gün biraz bozduk :) Çok hijyenik olmayabilir ancak sokak yemeği candır. İnternette Hindistan ile ilgili çok da uyarı içeren yorumlar yazıyor ama çok takılmamak lazım onlara. Bize sorarsanız sokakta gördüğünüz yüksek ateşte pişen her şeyi deneyebilirsiniz. Çiğ yiyecekleri denerken dikkatli olmakta fayda var.
- Fiyatlar: Hindistan ucuz diye bir algımız vardı en başından beri. Ancak Mumbai hiç ucuz bi şehir değil, yukarıda konaklama fiyatlarını az çok paylaştık. Dolayısıyla yemek ve içme de aynı şekilde pahalı. Özellikle içki çok pahalı.
- Bira: 300-600 rupi arasında fiyatlar değişiyor. Bize çok pahalı geldi ve eyaletten eyalete fiyatlar değişiyor. (Goa’da daha ucuzdu.)
- Ana yemek: Yediğimiz ana yemeklerden olan butter chicken, vejetaryan biryani (pilav) 350 rupi civarındaydı. 2 kişi 700 rupi (10 EUR) civarı ödedik genelde.
- Meyve suları: Hindistan’da birbirinden farklı meyveler yetiştiğinden neyse ki meyve suları pahalı değildi. Bol bol mango, ananas, karpuz vb. bir sürü meyve suyu içtik. 70-130 rupi arasında fiyatları değişiyor meyve sularının. Meyve sularını buzsuz almaya özen gösterin. Malum çeşme suyunun temizliği bilinmez.
- Su: Kapalı 1 lt şişe su 20-30 rupi arasında değişiyor. Kapalı su içmek de fayda var.
Bölgeler
- Coloba
- Gate of India: Şehrin en önemli sembollerinden olan bu kapı dönemin İngiliz kral ve kraliçesinin ziyareti anısına 1920’lerde yapılmış. Kapı hemen Mumbai Limanı’nın yanı başında. Hem yabancı hem yerli turistler için önemli bi nokta. Biz kapının önünde daha çok aile fotoğrafı çektiren Hintlileri gördük :) Hintlilerin ne kadar selfie manyağı olduğunu Hindistan’a gitmeden önce bilinmesi gereken yazımızdan okuyabilirsiniz.
-
- Tac Mahal Hotel: 1903’te Tata Grup tarafından yapılan Mumbai’in en önemli yapılarından biri. Şehre gelen tüm politikacılar, ünlüler ve zengin insanlar çoğunlukla bu otelde kalıyormuş. Kasım 2008 yılında maalesef bir terör atağı olmuş. 100’ün üzerinde insan ölmüş. Tekrar açılması da epey zaman almış. Terörde zarar gören yerler yeniden yapılmış (Sağ köşesinin yeniliğinden anlayabilirsiniz). Otelin hemen yanında da Tac Mahal Tower yer alıyor. Burada otelin 1973’te yapılan diğer bir parçası. 2 yapı bir köprü aracılığı ile de birbirine bağlanmış.
-
- Coloba Fishermen Village: Nariman Point hemen öncesindeki bu koyda yer alan bu mahalle sadece balıkçılık ile kalkınıyor. Hem burada yaşıyorlar hem de sabahları balık avına çıkıyorlar. 2008’de denizden gelen 10 kişilik terör grubu ana tren istasyonuna, Taj Mahal Oteli’ne ve birçok yere aynı gün saldırıda bulunmuşlar. Toplamda 166 kişi ölmüş. :(
-
- Dhobi Ghat (Municipal Laundry): Şehrin en büyük çamaşırhanesi Dhobi Ghat’a içilebilecek derecede temiz musluk suyu geliyormuş. (Rehber öyle söyledi :)) Dolayısı ile temizleme hizmeti almak isteyenler buradaki herhangi bir evi(işletme) arayıp kirlilerini teslim ediyor. Adamlar burada yıkayıp, kendi evlerinin damlarına da bu şekilde asıyorlar. Ardından ütüsünü de yapıp eve kadar teslim ediyorlar. Buraya sadece evlerden değil, otel ve diğer işletmelerden de yıkanacak bolca kirli gönderiliyormuş. Tabi hızlı teslimat isteyenlere makina ile yıkama ve durulama da yapılıyor. Biz buraya rehber ile girdik, o sebeple bol bol fotoğraf çekebildik. Tek başınıza da girebilirsiniz ama fotoğraf çeken turist biraz garip gözüküyor. Rehber eşliğinde gitmek bu anlamda insanı rahatlatıyor :)
-
- Nariman Point: Mumbai’ın gelişen yüksek binalı iş merkezi bölgesi. Kocaman binalar, 5 yıldızlı oteller burada yer alıyor. Buradan başlayıp Marine Drive‘a kadar 3.5 km’lik bir sahil şeridi var. Nariman’dan sahilde sıralanan gökdelenleri de görmek mümkün. Hintli arkadaşlar eşliğinde gün batımı izleyebilirsiniz :) Burada fotoğraf çekmeyi atlamayın.
-
- Babu Amichand Panalal Jain Temple: Jainizm dininin tapınağıdır. Jainizim dinine inanan insanlar Ahimsa (Şiddetsizlik) idealine oldukça saygı duymaktadırlar. Bu dini tamamen takip edenler kök sebzeleri örneğin havuç, soğan, patates, sarımsak yemiyorlarmış. Biz rehber eşliğinde bu tapınağa girdik ve çok güzel tecrübeydi. İbadet eden insanları gördük, üst katta 2 kaşının ortasına sürülen Bindu denilen geleneği gördük.
-
- Hanging Garden: Malaba Tepesi’nde yer almasından ötürü asılı bahçe adını alıyor ama görünüş olarak hiç adı gibi değil :) İçinde bazı ağaçlar zürafa, fil figüründe biçilmiş. Towers of Silence’a yakın, parkta bi süre mola vermek güzel oluyor :)
-
- Tower of Silence: Zerdüştler(Zoroastrian) öldükten sonra bedenleri doğaya bırakılıp; akbaba ve diğer yırtıcı kuşlara sunuluyor. Bu ritüel insanların doğadan gelip doğaya gitmeyi temsil ediyormuş. Zerdüştlük özünde İran kökenli bir din, daha sonra Zerdüştlerin bir kısmı Hindistan’a göç etmiş. Maalesef bu mezarlığı ziyaret etmek mümkün değil, kenardan biraz görebilirsiniz :) Görebilmeyi çok isterdik, çok mistik ve çok enteresan bir yer gerçekten. Ama en azından tepede uçan yırtıcı kuşları görmeniz mümkün.
- Mani Bhavan Gandhi Sangrahalaya: Gandhi 1917-1934 yılları arasında burada yaşamış. 3 katlı bu evde Mahatma Gandhi’nin kütüphanesi, üst katında Gandhi’nin konuşmalarının gösterildiği yer ve bol bol fotoğrafları var. En üst katta da yaşadığı oda, sahip olduğu eşyalar var. Sahip olduğu eşyalar o kadar az ki, görünce içimize dokundu. Günümüzde alışveriş manyaklığını, ihtiyacımız olmayan şeyleri almakla geçen hayatlarımızı fark edince bi üzüldük :( Gandhi ayrıca Ahimsa’yı (şiddetsizlik) sonuna kadar uygulayan muhteşem bir lidermiş. Hint kültüründe bir canlıya zarar vermemeyi sokakta vs. de çok kez gördük. Mumbai’da trafik İstanbul’un kimbilir kaç katı olmasına rağmen, bir kavga, bir sinirlenen insan görmedik. Ayrıca Gandhi örgü de örüyormuş. Odasında 2 tane çark da yer alıyor. Hint kültüründe önemli bir yere sahip olan çıkrık ve çark Hint bayrağında da yer alıyor. Gandhi Hindistan’ın kendi kendine yetmesini ve bağımsızlığını temsil etmesi için bayrağa koyulmasını istemiş.
-
- Crawford Market: Etrafı inanılmaz yoğun olan bu market şehrin en önemli marketlerinden biri. İçerisinde meyve, sebze, bakliyat, Hint baharatları gibi birçok şey bulabilirsiniz. Biz de Hindistan’ın meşhur Masala baharatının 1-2 farklı çeşidini aldık tabi ki :) İçerisine bir sürü baharat koyup (zerdeçal, zencefil, acı, tarçın, rezene, kişniş ve daha bir sürü) yapıyorlar. Ayrıca Hint kumaşı, kaşmir ve diğer şal türleri gibi hediyelik eşyaları da burada bulmanız mümkün :)Marketin etrafında daha çok gezmek istedik ancak o kadar yoğun ki. Biraz vakit geçirince insan kendini savaştan çıkmış gibi hissediyor :)
-
- Chhatrapati Shivaji Terminus Tren İstasyonu: 1880 yılında yapımına başlanan bu tren istasyonu Gotik Mimarısı olarak geçiyor. Bu görkemli mimariye sahip yapı günümüzde UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Hindistan’ın en yoğun tren istasyonlarından biriymiş, ülkenin birçok yerine bazıları günler süren trenlere ev sahipli yapıyormuş. Biz bu tren istasyonunu kullanmadık hiç, bir dahaki sefere artık :)
- Haji Ali
- Mahalaxmi Temple: Mumbai’in içerisinde ibadet yapılan en meşhur tapınaklarından biri. Biz de bir sabah burayı görmeye gidelim dedik. Tapınağın girişine kadar her yerde tanrıya sunmak üzere hazırlanmış kaplar bulunuyor. Bu satıcılardan bu kapları alıp ibadet olarak tanrılara sunuyorlar. Bu kapların içinde sarı ve turuncu renkli Kadife çiçeğinden, pirince, sandal ağacı tozuna kadar çeşitli şeyler bulunuyor.
-
- Cafe Noorani: Hintlilerin gittiği bu lokal restoranda kahvaltılıktan, ana yemeklere her şey bulmak mümkün. Bu bölgeye ait tüm Hint yemekleri de yer alıyor, menüsü upuzun :) Haji Ali civarlarındaysanız burayı deneyebilirsiniz.
-
- Haji Ali Juice Center: Bu kahvaltıcıya tam anlamıyla bayıldık. Birbirinden lezzetli tostları ve meyve suları var. Biz veggi tostlarını çok beğendik. Mutlaka deneyin. Olsa da yesek keşke :) Kaldığımız 2 günde buraya gittik:)
-
- Lower Parel Vegetable & Fruit Market: Akşam saatlerine kadar açık olan bu markette meyve sebze bulmak mümkün. Onun dışında bakliyat ve çeşitli hediyelik eşyalar da bulabilirsiniz. Pazar tipik Hint pazarı; pazar gezmesini sevenler için ilgi çekici bir yer :) Biz bu pazardan yürüyüp Cafe Zoe’ya gittik.
-
- Cafe Zoe: Bir akşam Lower Parel’de yürüdükten sonra bi yerde oturalım diyip bu cafeyi zorla bulmuştuk. Girişi o kadar garip ki, kapalı sandık. Kapıyı yine de açmayı denedik ve açıldı. Bulunduğu sokağa göre içerisi inanılmaz farklı, şok olduk :) Sahibi ile de tanıştık; Belçikalıymış 11 senedir Mumbai’da yaşıyormuş. Gayet de mutlu duruyordu, evden işe ise bisikleti ile gidiyormuş. Mumbai’da yollarda bisikletli de var. Her türlü araç görmek mümkün :) Neyse burası patates kızartması konusunda çok iddaalı; çünkü Belçikalıyım dedi sahibi :) Yediğimiz bal kabaklı makarna da inanılmaz lezzetliydi. Tatlı bir yer, biz çok sevdik. Sahibinin de masaları tek tek dolaşıp keyfiniz yerinizde mi demesi çok hoş :)
-
- Linking Road: Şehrin düşük bütçeye sahip haneler için ana alışveriş duraklarından biri. Bizim Eminönü’nü andırıyor. Her şeyden tek bir fabrikadan çıkmış gibi gözüken kıyafetler, ayakkabılar, takı tokalar, terlikler vs. bir sürü şey bulunabilir. Bölgenin etrafında da bildiğimiz dünyaca ünlü yeme içme ve alışveriş dükkanlarını da gördük. (Starbuck’s, Friday’s, Vero Moda, Forever New, Nike)
-
- Butter Chicken Factory: Linking Road’ta yer alan bu restoranı Mumbai’da yaşayan arkadaşımız önerdi. Hafta içi öğle vaktinde gittik ve baya kalabalıktı. Dışarda kısa bir süre bekledikten sonra heyecanla biryani ve butter chicken söyledik. Bir de tandırda pişen hint ekmeği naan söyledik. Butter chicken’a bana bana hepsini hüplettik. Buraya mutlaka gitmelisiniz :)
- Juhu
- Juhu Beach: Juhu semtinde daha çok zengin insanlar yaşıyorlar. Bollywood film yıldızları bu semti seçiyorlarmış. Semtin kocaman da bir beachi var. Kumsalda gün batımında yürüyüş yapmak keyifli. Sahil her daim kalabalık, özellikle gün batımında Hintliler sürekli birbirlerinin fotoğraflarını çekiyorlar :) Bize garip gelen şeylerden biri de sadece ayaklarını sokup ayakta duran insanlardı :) Herkes anlaşmış gibi sadece ayaklarını sokmuştu. Neden olduğunu anlamadık, su pis diye mi acaba yoksa başka bi sebebi mi var çözemedik :) Beach’e girerken bir de street food kısmı var. Bizim ilk durağımız Mumbai’di o yüzden yemek konusunda biraz dikkatli davrandık. Ama şimdi tekrar gitsek yeriz tabi ki:)
- Iskcon Temple: Hare Krishna tapınağı olarak da geçiyor. Her akşam mantralar eşliğinde (7’ye doğru) ibadet ediliyor. Biz de bir akşam bu seremoniyi izlemeye gittik. Acayip enteresan ve güzeldi.
- +91 India Calling: Juhu’da yer alan klasik Hint yemeklerini füzyon olarak yeniden tasarlayan güzel bir restoran. Mumbai’de yaşayan arkadaşımız ve eşi ile birlikte bu güzelim Hint Restoranı’na geldik. Daha önceden tadını hiç bilmediğimiz pek çok lezzetle tanıştık ve çoğuna bayıldık. Ana yemeklerden de Baby Lamb Galouti (18 kere çekilmiş süt kuzusu eti), marine edilmiş tavuk tikka ve kara şimşeğin hint versiyonu olan Kaali Daal’a bayıldık. İlk defa tadına bakıp o kadar beğendiğimiz çok olmamıştır. Tatlı olarak Gajar Halwa Modak (taze fıstıkla ve tepesinde gümüşle servis edilen havuçlu helva) yedik. Kıvamı pek farklıydı ama pek hafif ve enfesti.
-
- Fabindia: Iskcon Tapınağı’na yakın olan bu Hint markasında birbirinden güzel kıyafetler yer alıyor. Hepsi de bizim yıllarca duyduğumuz bulunmaz Hint kumaşından <3. Fiyatlar çok ucuz değil ama inanılmaz rahat ve tiril tiriller. Goa’da girdiğimiz Fabindia’da ev tekstili için de ürünleri de vardı. Yatak örtüsü almamak için kendimizi zor tuttuk :) Ayrıca saç ve bakım ürünleri de var. Az yer kaplasın diye birkaç tane bu ürünlerden aldık :)
Hindistan’a gitmeden önce bilmeniz gerekenleri buradan okuyabilirsiniz.
Herkese bol seyahatler.