Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag, barok mimariye sahip olan en önemli şehirlerden birisidir. Charles Köprüsü, Avrupa’nın en büyük kalesi, Old Town’daki Astronomik saat ve Josefov (Yahudi mahallesi) ile insanların ilgisini çekiyor.
Barok mimarisinden olsa gerek şehir çok hüzünlü geliyor, Vltava nehri de ağlaya ağlaya akıyor. O sebeple hem biraz kasvetli hem de gerçekten çok romantik bir şehir. Vltava nehri şehri ikiye ayırıyor, nehrin sağ yanı Old Town, sol yanı ise kalenin olduğu Mala Strana bölgesini oluşturuyor.
Biz Aralık ayında, tam Noel arifesinde gittik Prag’a. Tabi her yer Noel marketleri ile dolup taşmıştı ve sokaklarda adım atacak yer bulmakta zorlandık diyebiliriz. Hadi Prag rehberimizden notlarla başlayalım!
Prag’a Giriş:
- Konaklama: Biz Josefov mahallesinin girişinde Old Town’a yakın kısmında My House Apartment diye B&B otelinde konakladık. Kaldığımız ev sadece bize aitti ve evin pencereleri Old New Sinagog’a bakıyordu. Lokasyon anlamında çok iyiydi. Özellikle kış aylarında hava daha soğukken gidiyorsanız kesinlikle Old Town bölgesinde konaklayın. Yazın Mala Strana bölgesi de alternatif olabilir.
- Döviz: Çek Cumhuriyeti’nin para birimi Çek Kronu. 1 EUR 25-27 kron arasında değişiyor. Biz EUR ile gidip havaalanının kurları çok iyi olmadığından ötürü yalnızca 50 EUR bozdurduk. Otobüs biletini vs. de bu para ile aldık. Şehrin merkezinde ise para bozdurma işini en çok önerilen döviz bürosunda yaptık. Bazı öviz bürolarında geçerli olmayan eski paraları turistlere verebiliyorlarmış. O sebeple dikkatli olmanız önemli. Bizim gibi para bozdurma işlerinizi Kafka’nın evinin hemen yanında bulunan bürodan yapabilirsiniz.
- Ulaşım: Şehrin gezilecek bölgesi hemen hemen tek bir yerde toplandığı için toplu taşıma kullanmaya gerek kalmıyor. Biz soğuk Aralık ayında bile şehir içinde sadece kaleye giderken tramvay kullandık. 24 kron olan tek yön biletleri bakkal tarzı yerlerden alabilirsiniz. Tek biletle 60 dakika boyunca ulaşım araçlarını kullanmak mümkün. Biletleri geçerli kılmak için toplu taşımalarda yer alan makinelerde okutmanız gerekiyor. Biz medeni bireyler olarak okuttuk :)
- Havaalanından ulaşım: Havaalanında info gişesinden 32 krona 90 dakika geçerli bilet alıp önce 200E ile en yakın metro durağına oradan da metro ile 45 dakikaya Old Town’a gidiliyor. 200E otobüsü de 15 dakikada bir kalkıyor.
- Genel Fiyatlar
- Kahve: 3. dalga kahvecilerde fiyatlar 55-70 kron aralığında.
- Bira: Kendi biralarını yapan barlarda 50-75 kron aralığında fiyatlar değişiyor.
- Ana yemek: 200 krondan başlıyor. Üst limit de sınır sizsiniz :P
- Magnet: 70 krondan başlıyor. Ortalama bi magnet 10 TL’ye denk geliyor. Gerçekten pahalı.
Christmas Market:
- Old Town: Astronomik saatin yer aldığı meydanda şehrin en görkemli Noel pazarı bulunuyor. Cumartesi ve pazar günleri iğne atılsa yere düşmeyecek bir kalabalık bulunuyor gerçekten. Meydanda küçük küçük kulübelerden oluşan 100’ün üzerinde satıcı bulunuyor. Kulübelerde sıcak şaraptan, sosise, sebzeli yemeklere, langoşa (pişi), trdelnik (makara) tatlısına, peynir kızartmasına ve kestaneye kadar bolca seçenek bulunuyor. Meydanda ayrıca devasa boyutlarda bir Noel ağacı bulunuyor. Akşamları ışıklandırmasıyla gerçekten muazzam oluyor, biz çok beğendik. Aralık ayında Prag’a gelirseniz mutlaka bu meydandaki pazara gidin. Gerçi her yol buraya çıktığı için haritaya bakmadan dahi ulaşacaksınızdır.
- Wenceslas (Vaclav) Meydanı: Old town’dan yürüyerek gidilen Vaclav Meydanı’nda ise daha küçükçe bir noel pazarı bulunuyor.Benzer ürünler bu meydanda da var. Fiyatlar Old Town’daki pazara göre daha ucuz. Bu meydanın sonunda ise National Museum yer alıyor.
- Kampa Adası: Old Town yönünden Charles Köprüsü’nden karşıya geçerken solda yer alan merdivenden Kampa Adası’na giriliyor. Adanın hemen girişinde minik bir noel pazarı bulunuyor. Buz gibi havada biraz sıcak şarapla ısınmak için uğrayabilirsiniz. John Lennon duvarı da bu adada.
- Prag Castle: Kalenin içerisinde yer alan noel pazarı diğerlerine göre daha pahalı. Ancak bir kış günü bizim gibi kaleye çıkarsanız böyle bir yer ısınmak için oldukça makul. Aksi takdirde insan donabilir :) Sıcak şarap, çok sevdiğimiz treldnik ile biraz olsun ısınmaya çalışabilirsiniz.
- Municipal House: Palladium alışveriş merkezi ve belediye binasının önünde de minik bir noel pazarı bulunuyor.
Gezilecek Yerler
- Old Town Meydanı: Şehrin en önemli meydanı tartışmasız burası. Astronomik saati, meydandaki kilisesi, her bir köşeden fotoğraf çeken turistleriyle şehrin en canlı yerlerinden biri.
- Astronomik Saat: 15. yy’da inşa edilen saat tarih boyunca bazı zamanlar çalışmasa da günümüzde hala çalışmaktadır. Saat başı 30 sn kadar süren bir gösteri oluyor. Turistler bu gösteriyi izlemek için büyük kalabalık oluşturuyor ancak gösteri oldukça sıradan :) Saatte her bir rakam bir burca denk geliyor. Saatin alt tarafında ise çeşitli insan figürleri yer alıyor. Figürler insanın hayat boyunca aç gözlülük, para hırsı, eğlenceye düşkünlüğünü ve günün birinde bu hayattan ayrılacağını temsil ediyor. Eğlenceyi ise Osmanlı kıyafetlerinde bir müzik aleti çalan figür temsil ediyor.
- Charles Köprüsü: 14.yüzyılda şehri kaleye bağlaması için inşa edilen köprü barok mimarisinin en önemli yapıtlarından biridir. Köprüde yer alan 30 heykel 1700 yıllarında inşa edilmiştir. Köprü Prag’ın en önemli simgelerinden biri haline gelmiş. Sadece yayalara açık olduğundan ötürü de sokak müzisyenleri, hediyelik eşyacıları, kara kalemle portre çizen sokak ressamları ile köprü cıvıl cıvıl her daim.
- Josefov: Yahudi mahallesi olarak geçen Josefov şehrin önemli alışveriş caddesine sahip. Bunun dışında birbirinden güzel renkli binalarıyla Prag’ın en pahalı muhitiymiş. Şehrin eski sinagogları, yerleşim yerleri bu mahallede. 1800’lerin sonlarında doğan ünlü yazar Franz Kafka’da burada büyümüş.
- Eski Yeni Sinagog: 13. yydan kalma bu sinagog Yahudiler için önemli bir yere sahip. Alt katta sadece erkekler ibadet edebiliyormuş. Üst katı da mutlaka ziyaret edin. Giriş ücretli ve 200 krondur.
- Jewish Town Hall: Tepesinde yer alan saat kulesi ile bizim Prag’ta en beğendiğimiz yapılardan. Saat ise ters yönde hareket ediyor. Bu bina Yahudi komünitesinin toplantıları, buluşmaları gibi etkinliklerine ev sahipliği yapmış. Şu anda ise ziyarete açık değil.
- Pinkas Sinagog: 16. yy’da bir Yahudi ailesinin ibadeti için yapılan bu sinagogta 2. dünya savaşı boyunca ölen Yahudilerin isimleri ve doğum-ölüm tarihleri duvarda yazıyor. Sinagogun üst katında ise 1942-1944 yılları arasında Terezin’deki (Çek Cumhuriyeti’nde yer alan başka bir şehir) kampta terapi amaçlı çocuklara resim çizme dersleri verilmiş. Çocukların çizdiği bu resimler bu sinagogta sergileniyor. Resimlerde tarih ve çocuğun adı yazıyor. Biz bu sinagogtan çok etkilendik, kesinlikle ziyaret etmeye değer. Eski Yeni Sinagog hariç sinagog ve mezarlığa giriş ücreti 300 krondur.
- Yahudi Mezarlığı: 15. yy’a kadar ulaşıp günümüze kadar gelen en eski Yahudi mezarlığıdır. 350 yıl boyunca buraya insanlar defnedilmiş. Yer bi noktadan sonra yetmediğinde üst üste gömülmeye başlanmış ve 10 kat kadar ceset gömmüşler. Yaklaşık 12 bin tane üzerinde çeşitli sözlerin ve figürlerin yer aldığı mezartaşı bulunuyor.
- Kafka Heykeli: Mahallenin güzel binalarının çevrildiği bir meydanda yer alan Kafka’nın bu heykelinin fotoğrağını çekmeden dönmek olmazdı :)
- Kafka’nın doğduğu ev: Old Town Meydanı’nın hemen arkasında yer alan bu sarı binada Kafka doğmuş. Binanın hemen altında Cafe Kafka yer alıyor, binayı bu cafeden tanıyabilirsiniz.
- Wenceslas Meydanı (Vaclav Meydanı): Şehrin diğer bir önemli meydanı olan Wenceslas; siyasi olaylar için de çok önemlidir. Meydanın ilerisinde meydana adı verilen Aziz Vaclav’ın at üzerinde heykeli bulunuyor.
- Estates Tiyatrosu: 18. yy’nin sonlarında inşa edilen bu tiyatro binası Amadeus filminde geçiyor. Günümüzde ise opera ve bale gibi gösterilere ev sahipliği yapıyor. Vaktiniz ve bütçeniz varsa burada bir gösteri izleyin mutlaka. Programa buradan bakabilirsiniz.
- Narodni Divadlo: 1880’lerde inşaa edilen bina açılış günü çıkan yangın sebebiyle bazı sahneler hasar görmüş ve yeniden yapılmış. Nehir sırasında şehrin en görkemli binalarından biri, vaktiniz varsa mutlaka bir gösteri izleyin.
- Rudolfinum: 1880’lerde yapılan bu bina birçok konsere ev sahipliği yapıyor. Uzun bir süredir de Çek Filamorni Orkestrasına ev sahipliği yapıyor. Yaz aylarında burada festival oluyor. Nehir kenarında yer alan bu bina Avrupa’daki en iyi akustiğe sahip konser salonlarından biridir.
- Dans eden ev: Eski şehrin olduğu tarafta olan bu bina 1990’ların sonunda inşa edilmiş. Bina gerçekten dans ediyormuş gibi duruyor :) Şu anda bina Hollanda kökenli bir sigorta şirketi tarafından ofis olarak kullanıldığından ziyarete açık değil. Bizim ve diğer tüm turistler gibi önüne kadar gidip fotoğraf çektirebilirsiniz. Yüzünüz Petrin Tepesi’ne çevrili iken sola doğru bir 10-15 dk sonunda bu eve yürüyerek varabilirsiniz.
- Prag Castle: Old Town’dan Charles Bridge’e doğru yürürken sağda yer alan bu kale; Avrupa’nın en büyük kalesidir.Kale 14. y.y’de gotik mimarisi ile yapılmıştır ve içerisindeki kiliseler daha önceki yüzyıllarda tamamlanmıştır. Kaleye giriş 250 kron, bu ücrete Aziz George Bazilikası ve Golden Lane adı verilen dönemin hizmetlilerinin yaşadığı minicik evlerin olduğu sokağın ziyareti dahil. Kale tepede olduğundan ötürü kışın burası daha bir soğuk oluyor. Siz havalar güzelken giderseniz kalede bol bol vakit geçirin, etrafında gezin.
- John Lennon Duvarı, Velkoprevorske namesti: Kampa Adası’nda bulunan bu duvar John Lennon’un ölümünden sonra hayranları tarafından grafitilerle süslenmiş. Günümüzde hala devam ediyor grafitiler, Beatles grubunun şarkı sözlerinin de yer aldığı duvar Prag’a gidip de görülmeden gelinmemesi gereken yerlerden.
- Komunizm Kurbanlar Anıtı,Malá Strana: 1990’lara kadar Komunizm rejiminde ölen insanların anısına yapılmış bu anıt şehrin karşı tarafında yer alıyor. Anıttaki ilk heykel sağlıklı normal bir insanı temsil ederken, arkadakiler vücutlarında çeşitli yerlerinden sakatlanan, yaralanan insanları temsil ediyor. Kampa Adası’na yakın olan bu anıta tramvayla veya adadan çıktıktan sonra Petrin Tepesi tarafına doğru giderek görebilirsiniz.
- Kampa Adası: Old Town yönünden Charles Köprüsü’nden karşıya geçerken solda yer alan merdivenden Kampa Adası’na giriliyor. Hafta sonu Praglılar koşmak, yürümek için bu adaya gidiyor. Siz de bir hafta sonu adaya giderek Praglıları gözlemleyebilirsiniz.
- Petrin Tepesi, Mala Strana: Old town tarafındayken karşı tepede Eyfel Kulesi’ne benzer bir yapı gördünüz mü bilin ki orası Petrin! 1800’lerin sonunda Eyfel’den örnek alınarak yapılan bu kuleye finiküler ile çıkabilirsiniz. Tepede ayrıca gözlemevi, manastır ve aynalar labirenti bulunmaktadır. Hava açık, net ve sıcaksa şehri görebileceğiniz güzel bir bölge. Biz kışın gittiğimiz için bu tepeye tabi ki çıkmadık :)
Yemek
- Nase Maso, Dlouha 727/39: Nase Maso aslında bir kasap. Lokallerin kilo ile et ve türevlerini aldığı bu kasap ek olarak reyondan seçtiğiniz etleri sizin için pişiriyor. Bu seçenekler arasında sucuk çeşitleri, hamburger köfteleri, pirzolalar ve biftekler var. Tabi daha nicesi de mevcut. Burgerleri ve dana sosisleri ise denemeye değer.
- Lehka hlava, Borsov 2/280: Burası Prag’ın birkaç vejeteryan restoranından birisi. Son zamanlarda turistlerin bu talebini karşılamak için açılan mekanlardan :) Menüleri oldukça çeşitli. Vegan ve vejeteryan mutfağına ilgi duyuyorsanız birbirinden lezzetli yemekler yiyebileceğiniz bir durak. Biz burada salatalık rendesinden yapılmış raw makarna ve quesadilla yedik. İkisi de oldukça güzeldi. Ama pek doyamadık tabi :)
- Dish * Fine Burger Bistro, Rimska 29: Prag’da biraz Amerikan mutfağının tadına varalım diyenler varsa, gitmeleri gereken ilk adres burası. Yediğimiz en leziz hamburgerlerden birisini bu dükkan yapıyor. Yalnız rezervasyonsuz pek yer bulma şansınız yok. Bizden söylemesi.
- Tricafe, anenska 3: Charles köprünün oralara kadar geldiniz ve artık yürüyecek dermanınız kalmadı mı? Size tatlı, samimi ve enfes kahveleri olan Tricafe’de ara vermenizi öneriyoruz. Huzur dolu bu mekanda dinlendikten ve bir şeyler içtikten sonra yürüyüşünüze keyifle devam edebilirsiniz.
- Bakeshop, Josefov: Çoğu Avrupa şehrinde olduğu gibi Prag’da da çok özel bir kahvaltılık yok. Dolayısı ile lokal bir kahvaltıcı bulmanız da pek mümkün değil. En azından Amerikan ve Fransız tipi kahvaltılık çeşitleri olan Bakeshop güzel bir opsiyon olabilir. Kruvasandan omlete, sandviçlerden tatlılara kadar bolca seçenek mevcut bu dükkanda. Fiyatlar az biraz kabarık olsa da güzel bir kahvaltı için uğranabilir.
- Onesip,Haštalská 755/15: Burası ufacık tefecik bir kahve dükkanı. İçeride birkaç sandalye dışında pek bir şey yok. Kahveleri ise oldukça güzel. Denk gelirseniz ve yolunuz şehrin bu kısmına düşer ise uğrayabileceğiniz güzel bir durak olabilir.
- Mannsson Danish Bakery: Burası da şehrin başka bir fırını. Kahvaltı için uğradığımız bu durakta ufak kahvaltı tabakları ve sıcak fırın ürünleri vardı. Biz de içerisinde peynir ve jambonların bulunduğu bir kahvaltı tabağı ve kruvasan alarak kahvaltımızı yapmış bulunduk bu tatlı mekanda. Tabi kahvaltı için gelmeseniz bile kahve içmek için uğrayabileceğiniz bir mekan.
- Prag Beer Museum: İçeride onlarca bira çeşidi bulunan ve biraları tadabilmek için azar azar alabildiğiniz güzel bir bar. Biz menünün içerisinde kaybolduk ve en son lager, amber, wheat çeşitlerinden toplamda 5 tane söyledik. İster kendinizi garsona bırakın ister koca bira menüsünden seçimleri kendiniz yapın. Buraya gitmemezlik etmeyin yeter:)
- U Medvidku: Ev yapımı biralarını en çok sevdiğimiz mekan! Hala üretim yerleri dükkanın içerisinde olan U Medvidku, hem birbirinden lezzetli yemekler yiyebileceğiniz hem de leziz biralar içebileceğiniz ender mekanlardan birisi. Kestane biraları ve lager biraları efsane. Tabi bir de tercihinize göre damak tadınıza uygun olacak şekilde seçebileceğiniz bolca yemek var. Biz burada kaburga ve ızgara tavuk denedik. İkisi de oldukça güzeldi.
- U tri ruzi: Akşam saatlerinde molanızı bira içerek vermek, hatta bir şeyler de atıştırmak istiyorsanız kendi biralarını yapan bu bar tam sizlik bir durak olabilir. Lager biraları ve buğday biraları oldukça güzel. Tabi kendi yaptıkları bolca seçenek arasından karar vermeniz o kadar kolay değil :)
- U Zlatého tygra: Burası tam bir bira kıraathanesi. İçerisi günün her saati tıklım tıklım olan bu bar, Prag’ın bütün yerlilerinin boş zamanlarında bira içtiğinin kanıtı. Mekana 3 kere gitmemize rağmen oturabilecek tek bir yer dahi bulamadık ve en son biramızı elde içmeye karar verdik. Çek Cumhuriyetinin meşhur Pilsner birasını içebileceğiniz en güzel mekan. Krema kıvamındaki köpüğü ve biranın lezzeti ile tadı damağınızda kalacak!
Alışveriş
- Parizska Sokağı: Yahudi mahallesinin en önemli caddesi olan Parizska’da isminden anlaşılacağı gibi şehrin moda caddelerinden biri. Sokaktaki binaların her biri de inanılmaz estetik, caddeden her geçtiğimizde başımız yukarıda yürüdük :)
- Na Prikope Sokağı: Şehrin bir diğer alışveriş caddesi olan Na Prikope’de bildiğimiz birçok markanın mağazası bulunuyor. Na Prikope’den sonra Palladium AVM’sini ve belediye binasını görebilirsiniz.
- Karlova Sokağı: Birbirinden renkli yaratıcı hediyeliklerin yer aldığı dükkanlar bulunuyor bu sokakta. Charles Bridge’e giderken de bu sokaktan geçebilirsiniz. Her daim kalabalık, cıvıl cıvıl olan bu sokaktan mutlaka geçin.
- Tiger, Vaclav Meydanı: Kırtasiyeden, süs eşyalarına, dekorasyona kadar birbirinden renkli ürünler bulunan Tiger’a ilk kez Prag’ta denk geldik. İçeride dolaşmak çok keyifli, birçok başka şehirde de Tiger bulunuyor.
- Havelska Sokağı: Noel zamanı yılbaşı ağacı süslemek ve hediyelik eşya almak için alternatif bir pazar bulunuyor. Biz alacak pek bir şey bulamadık ve bakmanızda fayda var.
- Papelote Store, Vojtesska: Prag’ta en beğendiğimiz alışveriş dükkanı olan Papelote’de kendi yapımları olan birbirinden güzel defterler bulunuyor. Dans eden eve giderken bu dükkana da mutlaka uğrayın. Buranın benzerini İstanbul’da yapsak müşterimiz olur musunuz? :)
- Paladium Alışveriş Merkezi: Şehrin merkezinde yürüme mesafesinde bir sürü AVM bulunuyor Prag’ta. Biz de soğuk kış günlerinde ısınmak için AVM’ye gittik. İstanbul’da olmayan enteresan markalar var, gezmek için güzel bir alışveriş merkezi. Kanken’in de mağazası bulunuyor.
- My Tesco: İlk gün soğuklara karşı yeteri hazır olmayışımız sebebiyle bu AVM’ye kendimizi koşa koşa attık. Tüm markaların ürünleri ortak alanda ve tek kasa bulunuyor. Bizim gibi soğuklardan pes ederseniz kendinizi buraya atabilirsiniz :)
Astronomik saatin karşısında yer alan Starbucks’ta gördüğümüz harita çok güzel değil mi?
Bizden şimdilik bu kadar. Yolunuz düşer ise ve yeni yerler de keşfeder iseniz bizi de aydınlatmayı unutmayın :)