X

Napoli’de ne yenir, ne içilir?

Napoli, Amalfi Kıyılarından 2 saatlik otobüs ve 1 saatlik tren yolculuğundan sonra ulaştığımız bir diğer durağımız. Sorrento’dan trene bindiğimiz andan itibaren Avrupa’dan çıktığımızı hissettiğimiz bölge:)

Napoli’ye gelmeden önce tehlikeli olduğunu, hırsızlığa ve kapkaça karşı önlem almak gerektiğini birçok yerde okuduk. Positano’dan da Napoli’ye gidince başta biraz tedirginlik hissettik tabi. Ancak keşfettikçe Napoli’ye hayran kaldık. Evet daha önce gittiğimiz çoğu Avrupa şehrinden farklı, burası tam anlamı ile Türk:) Sokaklarda insanlar kapı önlerinde oturuyor, bazı evlerin kapısı açık, içeride kabalık ailelerin küçük evlerde oturduğunu görüyorsunuz. Tüm evlerin balkonları çamaşır ile dolu. Her an her yerden bir araç çıkabiliyor ve size yol vermek gibi bir önceliği yok. Tabi ne olursa olsun bir İstanbul değil :)

Bizim gibi İstanbul görmüş bir millete Napoli vız gelir tırız gider. Aslında şehri sevmemizin asıl sebebi de bu galiba. İnsanları bize çok benziyor ve şehre ayak uyduruyorlar. Şehir, onlara ayak uyduramayacak kadar hızlı:)

Ayrıca Napoli bize göre oldukça güvenli. En ıssız sokaktan girseniz bile başınıza birşey gelmeyeceğinden emin olabilirsiniz. Çünkü biz günün her saati her sokaktan geçtik. Esrarengiz sokaklarda daha bir eğlendik açıkçası. İnsanları çok cana yakın ve yardımsever. Biraz da samimi ve net :)

Napoli, keşfedilecek çok fazla güzelliği olan bir şehir olduğundan Napoli ve yakın çevresine en az 5 gün ayırmaya çalışın. Ünlü Capri adası, günah şehri diye adlandırılan Pompei şehri  ve Ischia, Procida adaları Napoli’ye yakın olan diğer duraklar. Pompei’e kesinlikle yarım gün ayırın. Onun dışındaki adalardan da birine mutlaka gidin.

Gelelim Napoli’nin belli başlı özelliklerine :)

Napoli’ye Giriş

  1. Her sokak daracık, Galata sokaklarına benziyor. Tüm evlerin balkonunda çamaşırlar serili. Bir yerde ”Napoli’de insanlar tüm kıyafetlerini balkona asar, giymek istediğini askıdan alır” yazıyordu :)
  2. Trafik kurallarına pek uydukları söylenemez. Aman dikkat, yaya yolu benim hakkım demeyin, ezilebilirsiniz. Özellikle motorsikletlilere dikkat edin, kendi kurallarını kendileri belirliyorlar.
  3. Hemen hemen her sokağın köşesinde o sokak sakinlerinden ölenleri anmak için bir anma köşesi yapmışlar. Tam ne denir bilmiyoruz ama hem dini, hem hüzünlü olan bu köşede mumlar ve ölenlerin fotoğrafları yer alıyor. Bir sokakta henüz yeni ölmüş küçük bir çocuğun resimlerini görünce duygulandık. Düşünceli ve samimi olan bu anma şekli çok güzel.
  4. Napoli aynı zamanda liman kenti olduğundan upuzun sahil şeridi var. Burası da tipik Güney şehirlerinden farksız. Trafiğe kapalı geniş yollarda, insanlar çocuklarıyla, köpekleriyle yürüyüş yapıyorlar. Bazı gençlerse paten kayıp, bisiklet sürüyorlar.
  5. Liman şehri olduğundan ve jeopolitik öneminden dolayı şehirde 3 tane kale var. Biri limanda, biri şehrin biraz tepesinde diğeri ise merkezde yer alıyor. Hepsine de giriş mümkün, aşağıda bahsedeceğiz :)
  6. Napoli pizzanın mağbedi. Napoli Kraliçesi Margherita halkın doyması için ulusal bir yemek yapılmasını isteyince bir şekilde İtalyan bayrağı renginden oluşan domates, mozzarella ve fesleğenli Margherita pizzası ortaya çıkıyor.
  7. İtalyanlar pizzaları elleriyle yiyorlar. Çatal ve bıçak kullanmayı bırakın, pizzaya gömülün.
  8. Siesta saatlerine dikkat! Çoğu restoran 13-18 arası kapalı. Bu saatleri müze gezmeye ve sokakları keşfetmeye ayırın.
  9. Via Toledo ve Via Tribunali caddeleri oldukça turistik ve canlı. Bu iki cadde üzerinde veya iki cadde arasında konaklamanızı tavsiye ederiz.

Gelelim Napoli’yi gastronomi merkezi haline getiren muhteşem pizzalara! Sokaktaki insanlara ‘Napoli’deki en iyi pizza nerede yenir’ diye sorduğumuzda aldığımız yanıt cidden çok enteresan. Öncelikle hepsi birbirinden farklı yerler söylüyor ve bir hayli iddialılar:) Tepkileri de müthiş! ‘Not Nappoli, worlds best pizza is at ….’ diye devam ediyor:)

Pizza

  • L’Antica Pizzeria Da Michele, Esnaf usulü, sadece Margherita pizzasının yer aldığı salaş pizzacı. Eat Pray Love’da Julia Roberts’ın gittiği yer. Garsonla iletişim sadece pizza sayısını el ile göstermekten ibaret:) Sonrasında koca tabaklarda biçimsiz ve mis gibi kokan pizzalar geliyor. Bir hamur bu kadar lezzetli olamaz gerçekten. Kısacası, bizim favori pizzacımız burası. Akşamları kapısında kuyruk oluyor, 7 olmadan orada olmanız lazım.

  • Pizzeria Gino Sorbillo, Via dei Tribunali, 38: Gitmek için en çok uğraştığımız pizzacı ise Sorbillo. Akşam 6-6 buçuktan itibaren sıra oluyor. Biz de 7 gibi kapısında liste tutan görevliye adımızı yazdırıp biraz gezelim dedik. Yarım saat gezdikten sonra geri dönüp bir o kadar daha bekledik. Mikrofonla görevli isimleri okuyor ancak yabancı isim olduğundan okuması-yazması biraz dert. Bizim adımızı okuyunca bir rahatlık, hemen yukarı bize gösterilen masaya kurulduk. Klasik olan margherita ve funghi söyledik. Pizza hamuru yine şekilsiz ve kocamandı. İtalya’daki pizzacıların hamurlarını boş boş yiyebiliriz o derece lezzetliler. Sorbillo’nun da muhteşem hamuru ve leziz malzemeleri ile beklemeğe değer bir pizzacı olduğuna ikna olduk<3

  • Antica Pizzeria I Decumani, Via Tribunali 58: Akşam geç saatlere kadar açık olan bu pizzacıda yaklaşık 40’ın üzerinde pizza var. Hamur güzel olunca pizza malzemelerini boca etmeye gerek olmadığını fark edip sadece mozarella ve domatesten oluşan Bufalina söyledik. Bol mozerallalı pizza çok muhteşemdi. Fritta dedikleri kızarmış pizza ise bizim pişimize benziyor. İçerisinde peynir, salamın yer aldığı pizza kızartılıyor, porsiyonları çok büyük. Kızartma olduğu için 2 kişinin de bitirmesi biraz zor. Ama o hamuru nasıl pişirirsen pişi, efsane bir lezzet ortaya çıkacağının kanıtı.

  • Pizzeria Starita a Materdei, Via Materdei 27, 28: Öğle saatlerinde National Museum’dan sonra gittiğimiz bu pizzacı kocaman, labirent gibi. Restoranının en derinine kadar gittikten sonra ayrı bir bölümü daha olduğunu görüp orada bir masaya oturduk. Menü’yü incelerken öğrendik ki Amerika’da şubeleri varmış ve oldukça popülermiş. Hamurları harika, malzemeleri biraz daha Amerikanvari ve çeşitli. Aslında Amerikan pizzasının muhteşem hamurla yapılmış hali denilebilir.

  • L’Antica Pizzeria Brandi, Margherita’nın bulunduğu pizzacı Via Chaia caddesi üzerindeki bir sokakta yer alıyor. 1800’lerden beri hizmet verdiğinden mekan oldukça şık. Pizzaları hiç fena değil. Ancak margherita’yı bulmaları en iyi margherita’nın burada olduğu anlamına gelmiyor. Bizce buraya uğramazsanız pek bir şey kaybetmezsiniz. Çünkü rakipleri hem daha ucuz hem daha lezzetli.

Kahve & Tatlı & Dondurma & Trattoria

  • La Sfogliatella Mary, Via Toledo 66: Galleria Umberto’nun içerisinde yer alan bu pastane ufak bir dükkana sahip ve take away tatlı satıyor. Sfogliatella, içerisinde limon ve mascarpone peynirinden oluşan bir hamur tatlısı. Tadı ise INANILMAZ!  Günde 2 kez buraya gelip bu tatlıdan yedik. Hatta gelirken birkaç tane de alıp ailemize yedirdik :) 

  • Gay Odin, Via Toledo’nun girişinde yer alan bu gelatocu Napoli’de favori dondurmacımız. Nutellalı dondurması çok lezzetliydi. Her gelato’yu özenle yapmışlar resmen. Herhangi birini deneyip beğenmeme ihtimaliniz yok!

  • Mennella, Manda sütünden yaptıkları dondurmalarını mutlaka deneyin. Kapısında hep kuyruk oluyor.

  • Fantasia: Birçok şubesi bulunan Fantasia’da meyveli dondurma denedik ancak denediğimiz diğer gelatolara göre daha yapay ve sönük. Tabi Türkiye’de şubesi olsa ilk 3’e gireceği kesin.

  • Il Serpentone, Ayaküstü kahve içebileceğiniz bir mekan. Tabi kahve denildimi Napoli diğer italyan şehirlerine göre daha geride kalıyor. Kahveleri simsiyah ve daha sert. Ama denemekte fayda var tabi.
  • Trattoria Nennella, Napoli’de pizza yemekten bıktığınız anda gitmeniz gereken ilk durak. Fix menü ücretleri de var ve fiyatları çok uygun. Nennella salatası, her türlü makarna çeşiti ve balık ağırlıklı ana yemekleri muhteşem. Ama bizim tavsiyelerimize aldanmayın. Emin olun yediğiniz her şeye bayılacaksınız. Çalışanları da çok samimi ve şarkı söyleyerek, keyifle yapıyorlar işlerini. Biz 4 ana yemek ve 1 şişe şaraba 24 euro ödedik.

Görülmesi Gereken Caddeler, Semtler

  • Via dei Tribunali: Şehrin en turistik caddesi. Pizzacıların çoğu bu caddede yer alıyor. Pizzacılar dışında, hediyelik eşya dükkanları, enteresan müzeler ve birbirinden canlı sokaklar var bu cadde üzerinde. Bölgenin genç nüfusu genel olarak burada takılıyor.
  • Via Toledo: Şehrin en geçiş caddelerinden birisi. Belli bir kısmı trafiğe kapalı ve alışveriş mağazaları dolu. Sokak akşam saatlerinde tıklım tıklım ve çok canlı. Her gün bu bölgede birkaç saatimizi geçirdik.
  • Via Chiai: Trafiğe kapalı olan bir başka alışveriş caddesi. Burada biraz daha üst sınıf yaşıyor. Pizzacı Brandi de bu bölgede yer alıyor. Alışveriş için tercih edilebilir.
  • Napoli Limanı: Şehrin kalabalığında ve dar sokaklarından arınmak isteyenler için birebir:) Uzunca sahil şeridinde birçok cafe ve bar var. Caddede yürüyüp etrafı izlemesi bile çok keyifli. Şehrin varlıklı aileleri genel olarak bu bölgede yaşıyor.
  • Via dei Mille: Lüks markaların yer aldığı cadde. Bu semtte yer alan Via Bisignano sokağında akşamları sokak partisi oluyor. Geç saatlerde sokakta yürüyecek yer bulmak bile zor. Şık giyimli İtalyanların ellerinde kadehlerle takıldığı lokal bir bölge. Mutlaka görülmeli.
  • Via Toledo ile Corso Vittoria Emanuele arasında kalan sokakları gezin. Klasik Napoli sokaklarının fotoğraflarını çekin. Daracık sokaklar, İtalyan mimarisi evler, çamaşırlı balkonlar ile Napoli’nin kozmopolitliğini yansıtıyor. (Castel S’ant Elmo sonrası bu kısmı gezin.)
  • Via dei Tribunali’nin hemen başında bulunan meydan görülmesi gereken yerlerden bir diğeri. Yoğun olarak öğrencilerin takıldığı meydanda haftasonu oturacak yer bulunmuyor. Meydanı çevreleyen dükkanlardan birasını alan herkes bu meydanda takılıyor. Haftasonu canlı müzik eşliğinde herkes sokakta dans ediyor. Bir hayli ilginç ve keyifli bir bölge :)
  • Via Alessendroi Scarlatti: Şehrin tepesinde bulunan bir başka alışveriş caddesi. Uzunca bir finiküler yolculuğunun ardından ulaşılabilir. Daha geniş ve ferah sokaklardan oluşan bu caddeyi genel olarak bağdat caddesine benzettik.

Görülmesi Gereken Yerler

  • Castel dell’Ovo at Porto Santa Lucia: Napoli’nin M.Ö 6.yüzyılda kurulan yerleşim yeri Megarides Adası’nda bulunuyor. Kaleye çıktığınızda enfes bir Napoli manzarası sizi bekliyor!
  • Castelnuovo (Maschio Angioino): Şehrin en güzel manzarasına sahip devasa kale. Her köşesinden Napoli’nin ayrı bir bölgesini görebiliyorsunuz. Ayrıca Vezüv yanardağı ve Capri adası da buradan görünüyor.
  • Museo Archeologico Nazionale: Saatler harcanıldığında dahi tamamını gezmesi imkansız olan müze. Sayısız heykel ve arkeolojik eserlere ev sahipliği yapıyor. Bizim en çok ilgimizi çeken kısmı ise Pompei’deki zenginlerin evlerinden alınan mozaik tablolar ve fantastik eşyalar :)

  • Galleria Umberto19. yy’da yapılmış alışveriş pasajı. Milano’daki pasajla benzer mimariye sahip. Pasajın tam ortasında burçların yer aldığı mozaikler yer alıyor. 
  • Palazzo Reale: 7.yüzyılda inşa edilen ve 1946 yılına kadar kraliyet konutu olarak kullanılan Palazzo Reale heykelleri, freskleri ve salonları ile görülmeye değer.
  • San Carlo Tiyatrosu: 1737’de inşa edilmiş. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tiyatro Avrupa’nın hala kullanılan en eski lirik opera binalarından olma özelliğini taşıyor.

Sonuç olarak Napoli herşeyi ile İtalya’da en beğendiğimiz şehirler arasına girdi. Yemeklerinden sokaklarına, tarihinden insanlarına kadar her şeyini beğendik. Ayrıca gezilebilecek birçok yere de çok yakın. Tam yaşamalık anlayacağınız :)

Aklınıza takılan sorularınız veya yardımcı olabileceğimiz diğer tüm konular için bize rahatlıkla mail adresimizden ulaşabilirsiniz.

İyi Gezmeler:)

admin:
Related Post