Geldik Asya’nın en turistik bölgesine. Muhtemelen Uzak Doğu’ya giden her Türk’ün durakları arasında Bangkok yer almıştır. Tayca adı Krung Thep (Melekler Şehri) olan şehir tam anlamıyla bir metropol. Trafik desen böylesini İstanbul’da bile görmedik, yemek desen 100 metreyi yemek satan bir sokak satıcı görmeden geçirmesi zor, fiyatlar desen ucuz, tarih desen dolu dolu, masaj desen dünyanın en iyisi, alışveriş desen İstanbul’da göremeyeceğiniz birçok markayı burada bulmanız mümkün. Bir şehirden daha ne beklenebilir bilmemiyorum. Tabi bunların hepsinin olması şehri kusursuz bir yer yapmıyor ama tecrübe edilmesi gereken bir durağa dönüştürüyor.
Bizim Bangkok maceramız 5 gün sürdü. Bu süre bize yetti de arttı bile. Doya doya Bangkok’un her mahallisi gezdik, birçok yemeğinin tadına baktık ve bol bol şaşırdık. Öncelikle şehir ile ilgili tavsiyelerle başlamakta fayda var. Ardından yemek ve etkinlik kısmına geçmek daha verimli olacaktır :)
- Kesinlikle ama kesinlikle Tuk Tuk kullanmamanız gereken bir şehir. Şehirde ulaşım kanalları oldukça iyi ancak zaman zaman metro ile ulaşamayacağınız yerlerle karşılaşacaksınız. Buralarda direk taksi kullanın ve taksiye binmeden önce taksimetre açma konusunda mutlaka anlaşın. Çünkü taksimetre fiyatları inanamayacağınız derece uygun. Taksi ya da Tuk Tuk şöförünün size vereceği fiyatlar onun yanında uçuk kalacaktır.
- Şehirde alacağınız her şeyde, ama her şeyde pazarlık yapma özgürlüğüne sahipsiniz. Hakkını vererek pazarlık yapın :)
- Kurallara uyarsanız saatler kaybedebilirsiniz. İstanbul’da yaşayanlar bilir, kendi yolunuzu bulun, kendi ulaşım çözümlerinizi geliştirin ve kaos içerisinden sıyrılma yolları bulun.
- Sokakta görüp ne olduğunu anlamayacağınız birçok yemekle karşılaşacaksınız. Bu yemeklerin bazılar gerçekten çok lezzetli. Hangisinin ne olduğunu anlamak ve biraz da şehrin yemek kültürünü tanımak için mutlaka yarım günlük yemek turlarından birine katılın.
- Havalanından iner inmez kendinize uygun fiyata bir sim kartı ve internet paketi satın alın. Şehirde internet işinizi oldukça kolaylaştıracaktır.
- Gereksiz yere para harcamayın. Eğer bir nehir turu ya da herhangi bir etkinlik paketi size pahalı geliyorsa bilin ki kazık yiyorsunuz:) Burada fiyatlar böyle deyip asla almayın. Emin olun çok daha ucuza aynı aktiviteyi yapmanız mümkün.
Bu uyarıların birçoğu size ilk aşamada manasız gelebilir ama yazının geneldin de ara ara hangi tecrübelere dayanarak bunları söylediğimizi belirteceğiz;)
Bir turist için şehir birbirinden uzak 5 ana bölgeden oluşuyor.
Siam: Şehrin otel ve alışveriş merkezi. Silom, şehrin tarihi kısmına kıyasla daha yüksek binaların ve lüks alışveriş merkezlerinin bulunduğu bir bölge. Bizim hostelimiz bu bölgedeydi ve hostelin hemen önünde metro durağı vardı. Daha güvenli ve daha az karmaşık bir bölge burası. Ulaşım ağı da oldukça kolay. En az bir kere uğranması gereken bir bölge. Çevrede bulunan alışveriş merkezlerinin lokal yemek alanları mevcut. Her çeşit lokal yemeği bu alışveriş merkezlerinde yiyebilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey bankolardan bir kart alıp içine para yüklemek ve dilediğiniz yerden dilediğiniz yemeği alıp kart ile ödemek. Sonra da afiyetle yemek :)
Suhkumvit: Şehrin başka bir merkezi. Gene yüksek binaların ve alışveriş merkezlerinin olduğu bir bölge. Ek olarak şehrin gece hayatının bir kısmı burada. Biraz daha karmaşık ve hareketli bir bölge. Etrafta yürüyerek gezebileceğiniz çok güzel caddeler ve sokaklar var.
Khaosan: Şehrin backpacker merkezi. Günün her saati tıka basa turistle dolu bölgesi. Şehrin en canlı, aynı zamanda gençleri için en uygun yeri. Çevrede bolca cafe, restoran ve bar var. Aynı zamanda gündüz kurulan pazarda yiyebileceğiniz çeşit çeşit yiyecekler bulabilirsiniz. Gece yarılarına kadar sokakta yürüyecek yer bile bulamayacaksınız. Güzel bir bar bulup ortamın keyfini çıkarın!
Silom: Şehrin finans merkezi. Aynı zamanda her yerde adı geçen meşhur Patgong bu bölgede yer alıyor. Büyükçe bir pazarı ve enteresan gece kulüplerinin olduğu bir bölge burası. Biz pek keyif almadık bu bölgeden. Ama gidip enteresan sokaklardan geçmekte ve klüplerin önünde bekleyen çalışanların müşteri ararkenki enteresan çabasını görmekte fayda var.
Old Town: Gün içinde turist kafilelerinden yürüyecek yer bulamayacağınız, akşam saatlerinde ise sokakta insan görmekte zorlanacağınız bir bölge. Şehrin turistik yerleri ve tapınakları genel olarak bu bölgede yer alıyor. Yatan Buda ve Emerald Buda tapınaklarını burada bulabilirsiniz. Ek olarak büyük saray da bu bölgede yer almakta.
Gelelim şehrin can alıcı yemeklerine ve sokak lezzetlerine :) Biz Bangkok ziyaretimizin ilk gününde yarım günlük bir yemek turuna katıldık. Bu tur sayesinde sokakta satılan ve gözüme lezzetsiz ve enteresan görünen tüm yemekleri öğrendik. Çoğunun da tadına bakma fırsatı bulduk. Gezimizin kalan günlerinde de sokak yemekleri konusunda hiç sıkıntı çekmemiş olduk.
Ne Yenir ne İçilir?
- Sticky Rice with Mango: Bangkok’un genel olarak her sokak pazarında bulabileceğiniz bir tatlı bu. Zaten Uzak Doğu’da birçok ülkede bulabileceğiniz bir yiyecek. Ama tadı efsane:) Yapışık ve tatlı pilav üzerine hindistan cevizi suyu döküp mango ile servis ediyorlar. Pilav mangoya bu kadar mı yakışır :P En iyi yer neresidir bilinmez ama biz en çok Siam Paragon alışveriş merkezinin karşısında kurulan pazardaki sokak satıcısında keyif aldık bu tatlıdan. Fiyatı ise yaklaşık 3 TL.
- Nam Tok Moo Salatası: Yediğimiz en enteresan ve lezzetli salatalardan biri. Tarifi basit:) dana eti, soğan, acı biber ve nane. Kimi yerler salata olarak kimi yerler ana yemek olarak sunabiliyor. Biz bu salatayı yemek turunda denedik ve ardından bulduğumuz birkaç yerde daha yedik. Ama en çok yemek turundaki lezzeti aradık.
- Tai Crepe: Çıtır hamurlu Tayland usulü krep. Tatlı ve tuzlu seçenekleri var. Ama yumurta sarısı renginde öyle bir tatlı krepleri var ki sormayın:) İçinde olanlar ise yumurta, un, şeker, kakao ve yasemin karışımı. Bunun da en iyisini Siam’daki MBK alışveriş merkezinin içinde yer alan krepçilerde yiyebilirsiniz. Aşağıdaki resmi kime gösterseniz size krepçilerin yerini gösterir zaten:)
- Pad Thai: Tayland’ın en klasik sokak lezzeti. Yumurtalı, Karidesli(tavuk ve et opsiyonları da var), fıstıklı noodle. Türk damak tadına en uygun lezzet diyebiliriz. Biz Bangkok turumuz boyunca en az 5 farklı sokak satıcısında denedik ve hepsi oldukça güzeldi. Ama en güzelini MBK Alışveriş merkezinin yemek katında yedik.
- Pla Pao: Tayland usulü tuzda balık. Balığı tuza boğduktan sonra mangalda kızartıp bol acılı sosla ve yeşilliklerle sunuyorlar. Balık porsiyon olarak kocaman. Lezzet olarak biz tadına bayılmadık. Ama balık severlerin gelmişken denemesi gereken bir lezzet. Genellikle yüzen marketlerde bulunuyor. Biz Taling Chan yüzen markette yedik.
- Mango Salatası: Tayland sınırları içerisinde muhakkak denemeniz gereken efsane salata. Bizim Uzak Doğu’daki favori yemeğimiz buydu. Kurutulmuş karides, domates, acı biber ve yeşil mango rendesi ile yapılan efsane salata. Nerede denerseniz deneyin. Hepsi taptaze ve önünüzde yapılıyor. Karides sevmeyenler kurutulmuş karides koymadan deneyebilir.
- Pilav üstü ördek: Yazının başında bahsettiğimiz yemek turuna katılmanız için bir neden de bu. Adını dahi yazmayan bir dükkanda yediğimiz pilav üstü organik ördek eti. Adresini bilmiyoruz ama tura katılıp buraya gidemezseniz bile sokakta başka dükkanlardan bulup tadına bakabilirsiniz.
- Muslim Restaurant: Müslüman bir ailenin işlettiği ve oldukça popüler bir mekan burası. Muhteşem bir gözleme çeşitleri, pilavları ve körili sıcak yemekleri var. Görsel olarak çirkin olsa da lezzet olarak inanılmaz yemekler mevcut. Bangkokluların bayıldığı restoranlardan birisiymiş.
- Hindistan Cevizi Dondurması: Hindistan cevizinin ne kadar lezzetli olduğunu bu dondurma ile bir daha anlayacaksınız resmen. İçerisine mango ve fıstık serpilen enfes dondurma. Sade olarak da alıp dondurmanın yoğun tadına keyifle varabilirsiniz.
- Thai İce Tea: Süt(genellikle hindistan cevizi sütü) ve birbirinden farklı çay karışımı ile hazırlanan bol şekerli içecek. Şeker oranı az biraz azaltıldığında çok lezzetli bir hak alıyor. Sokakta sıkça karşılaşacağınız bir lezzet. Denemeden geçmeyin.
Mian Kham: Tabi bir de sokakta poşetlerin içinde ağaç yaprağı ve çeşitli sebzeler koyup bunları satan esnaf var. Bu yapraklardan görürseniz mutlaka alın. Poşetin içerisinden acı biber, zencefil, fıstık, soğan ve mango ya da hindistan cevizi rendesi bulunuyor. Yaprakları tek tek açarak malzemeleri eşit bir şekilde içlerine koyup afiyetle yiyorsunuz. Biz çok beğendik bu karışımı. Tüm lezzet geçişlerini sırası ile yaşayacaksınız:)
Ne Yapılır?
Bangkok’da karşılaşacağınız her sokak pazarı tam bir lezzet şöleni. Gördüğünüz, denk geldiğiniz tüm sokak marketlerini ziyaret edin. Mutlaka yiyecek lezzetli bir şeyler bulacaksınızdır. Tabi yemek yemek dışında yapılacak birçok şey de mevcut :)
- Rajadamnern Stadyumunda Muay Thai maçı izleyin. Maç o kadar farklı bir atmosferde yapılıyor ki, daha önce böyle bir spor müsabakası izlememişsinizdir. Bir yandan seyircilerin bağırarak bahis oynadığı, diğer yandan çılgınlar gibi tezahürat ettiği bir yer.
- Wat Pho tapınağının içerisinde bulunan Thai Traditional Massage School’da masaj yaptırın. Şehrin en iyi masajını burada yaptık. Vücudumuzda çıtlatılmayan eklem kalmadı :)
- Daha lokal bir yüzen market arıyorsanız Taling Chan Floating Market’e gidin. Daha lokal ve şehre daha yakın bir market burası. Ayrıca marketin önünden yarım saatte bir kalkan kanal turlarına katılın.
- Her Bangkok haritasında görebileceğiniz klasik turistik yerleri de görmeyi ihmal etmezsiniz diye düşünüyoruz. Biz yemek ağır bastığı için birkaç tanesine gitmedik gerçi :)
- Eğer Bangkok’da yapacak birşey kalmadı diyorsanız 3-4 saatlik otobüs yolculuğu ile ulaşabileceğiniz Koh Samed adasına gidin ve denize girin :)
Uzun lafın kısası Bangkok’a gitmişken bol bol yemek yeyin. Bol bol sokak pazarı dolaşın. Bol bol tapınak gezin ve bol bol pazarlık yapın.
Şimdiden iyi gezmeler ve afiyetler olsun :)