X

Roma’da ne yenir, ne içilir?

Roma herkes tarafından romantik bir şehir olarak bilinir. Roma’nın romantikliğinden çok tarihi ve yemekleri ile büyülendik biz. Roma tarihi milattan önceye dayanıyor. Şehir merkezi antik şehrin üzerine kurulmuş. En çok şaşırdığımız da bu, yürürken karşımıza birden gladyatörlerin savaştığı arena olan Colosseum çıkıyor. Diğer yandan devasa arklarıyla karşımıza Pantheon çıkıyor. Roman Forum ise başlı başına insanı büyülüyor. Şehrin yürüme mesafesindeki bu eserleri görmek bizi o dönemlere götürdü, hayret ettik. Roma’ya gitmeden önce Roma tarihini ve Hristiyanlık tarihini biraz okursanız çok faydalı olur, tavsiye ederiz.

Roma en çok turist alan şehirlerden biri. Hatta 2011’de en çok turist alan şehir olmuş. Dolayısıyla turistik yerler oldukça kalabalık. Biletleri internetten alabildiğiniz kadar alın, sıra beklemeyi minimuma indirmiş olursunuz.

İtalyanlar ise bahsedildiği gibi giyimi, tarzları, motorla her yere gitmeleri ile kalbimizi fethetti. Her sabah kafe barında içtikleri espressoları ile günlerine devam etmeleri ve 18’de başlayan aperetivo geleneklerini çok beğendik.

Roma’ya Giriş

  1. Sokakta İngilizce bilmeyen insan bulmak zor.
  2. Roma, Antik Roma’ya ev sahipliği yapmış muazzam bir şehir. Gitmeden mutlaka şehri araştırın.
  3. Tripadvisor uygulamasını telefonunuza indirin. Uygulama offline çalışıyor, müze, kilise vb. hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Ayrıca restoran keşfi de yapabilirsiniz.
  4. İspanyol Merdivenleri, Trevi Çeşmesi, Popolo Meydanı, Pantheon civarında kalırsanız her yere yakın olursunuz.
  5. Meydanların geçmişini de öğrenin mutlaka. İspanyol Merdivenleri, İspanyol Konsolosluğu’nun yanında olması sebebiyle adı İspanyol Merdivenleri.
  6. Bütün meydanlara tek tek gidin, hepsi inanılmaz büyüleyici. Roma’nın tüm turistleri meydanlarda oturuyor. Dolayısıyla birbirinden enteresan sokak sanatçıları meydanlarda yer alıyor.
  7. Trastevere, şehrin karşı tarafında Galata’ya benzeyen bir semt. Entellektüellerin yaşadığı bu semt Ferzan Özpetek’in de favorisi, hatta o da burada yaşıyormuş. :) Trastevere’de açık alana kurulmuş takı tezgahları ile sokaklar inanılmaz renkli. Vaktiniz varsa bu bölgeyi hem öğlen hem de akşam ziyaret edin.
  8. İspanyol Merdivenleri’ne oturup insanları izleyin. Hatta mümkünse Pastificio‘dan makarna veya Pompi‘den tramisu alıp burada yiyiniz.
  9. Trevi Çeşmesi Ağustos’14’ten beri tadilatta. Ekim’14’te de hala tadilatta. İnşallah siz gittiğinizde tadilatta olmaz. :) Pek bir şey anlaşılmıyor, ona rağmen çalışmanın içine girip turistler fotoğraf çekilip para atıyorlar. :)
  10. Roma’da her yere yürüyerek gidebilirsiniz. Metro hattı oldukça kısa bir aralıkta işe yarıyor, onun dışında yürüyerek gitmelisiniz. O kısa metro hattını da kullanmak yerine yürüyebilirsiniz. Şehrin içinde başka ülke olan Vatikan’a bile İspanyol Merdivenleri’nden 40 dakikaya yürünebiliyor.
  11. Roma’ya kadar gitmişken Vatikan’a gitmemek olmaz. Vatikan için mutlaka internetten bilet alınız. Aksi halde bütün gün bilet sırası beklemeniz gerekebilir. Vaktiniz varsa Vatikan Bahçeleri girişli bilet alınız. Güzel bir tur eşliğinde, 2 saat Papa’nın bahçesini gezmek oldukça keyifli. Tamamen organik olan bahçede hareketlerinize dikkat etmeniz gerekiyor. Hatta gruptan ayrılırsanız, Vatikan polisleri sizi bulmadan tur devam etmeyecektir. :) Sonbahar ayları Vatikan Bahçeleri daha sakin oluyor, bahar ve yaz aylarında oldukça sinek oluyormuş. Vatikan Bahçeleri için giriş bileti 32 EUR, Vatikan’daki kiliseye, şapele ve birçok müzeye de giriş ücretsiz.

Pizza&Makarna

  • Pastificio, Via Della Croce 8: İspanyol Merdivenleri’nin yakınlarındaki yer alan bir makarna fabrikası. Her gün saat 13-15:00 arasında 2 çeşit makarna yapıyorlar. Turistler 13 olmadan sıraya girip uzun kuyruklar oluşturuyor. :) 4 EUR’a satılan bu makarnanın yanında şarap da ikram ediyorlar. Yalnız şaraplar dükkan içerisinde yiyecekler için ikram ediliyor. Roma’da bulunduğumuz süre boyunca 2 kez gittik, mutlaka siz de deneyin. :)

 

 

  • Dar Poeta, Vicolo del Bologna 45: Ferzan Özpetek’in yaşadığı ve en sevdiği bölge olan Trastevere’de yer alan muhteşem bir pizzacı. Menüsünde 20 küsür pizza yer alıyor. Patatesli pizzalarına bayıldık. Bir de pul biber kıvamında güzel bir acıları var, onu da ekledik pizzaya. Çok aç değilseniz bol mozarella toplarının yer aldığı Caprese salata deneyebilirsiniz. Yemekten sonra ise yediğimiz en güzel nutellalı, maskarponeli pizzayı Dar Poeta’da yedik. Nutellalı pizza için biraz yer bırakın. ;) Patatesli pizza, caprese, nutellalı pizza, espresso ve şaraba 35 EUR ödedik.

  • Da Baffetto, Via del Governo Vecchio, 114: Akşam 18’den sonra açılan bu pizzacı 2 katlı ve dışarıda da masaları bulunuyor. Bu kadar kapasitesi olmasına rağmen insanlar saat 18:00 olmadan sıra oluşturmaya başlıyor. Sıra bekleyip dışarıda oturduktan sonra menüden iki pizza seçtik.  Pizzalar inanılmaz ince, lahmacun inceliğinde. Roma ve Floransa’da yediğimiz pizzalardan epey farklı. Abartıldığı kadar iyi olmayan bu pizzacıyı beğenmedik.

  • Pinsere Roma, Via Flavia 98: Take away hizmet veren bu pizzacıyı Roma’dan ayrılacağımız gün bir arkadaşım instagram’dan yazdı. Daha sonradan incelediğimizde kaçırdığımıza çok üzüldük. Siz mutlaka gidin. Cumartesi ve Pazar günleri ve saat 16:00’dan sonra kapalıymış, ona göre kendinizi ayarlayın.

Kahve&Tatlı&Dondurma

  • Tazza D’oro, Via degli Organi 84: Pantheon’un hemen karşı sokağında yer alan bu kahveci ise Roma’daki favori kahvecimiz. Kendi kahvelerini kavuran, aynı zamanda bir sürü kahve çekirdeği satan bu dükkana mutlaka uğrayın. Double cappucino, double espresso toplamda 4 EUR. Paket kahve ve makapot aldık. Roma’da kaldığımız süre boyunca 3 kez bu kahveciye gittik. Biraz fazlaca yoğun ancak sıraya girip mutlaka kendinize bir kahve alın. Paket kahve almak isterseniz dükkanın girişinde yer alan otomatlardan da kahve alabilirsiniz. :)

  • Sant’ Eustachio Il Caffe, Piazza di Sant’ Eustachio 82: Pantheon’un yakınında yer alan bu kahveci kendi kahvelerini kavuruyor. Roma’da en beğendiğimiz kahvelerinden biri burası. Kasada siparişleri ödeyip, bara gidip kahvenizi içiyorsunuz. Dışarıdaki masalarda oturarak kahve içmenin bedeli ise daha farklı. Masada oturmak için kişi başı ekstra 5 EUR ödemek gerekiyor. 5 EUR’yu duyunca bu fiyata birer kahve daha alabileceğimizi düşünüp vazgeçip dükkandaki hediyelik eşyalara yöneliyoruz. Espresso bardağı, bez çantaları ve taş magnetlerini beğendik. Birer espresso bardağı, Roma hatırası için çok uygun.

  • Antico Caffe Greco, Via dei Condotti 84: 1760’tan beri hizmet veren bu kafe, Roma’da gidilecek tüm listelerde yer alıyor. Biz de kahve içmek için buraya uğradık. İspanyol Merdivenleri’nin hemen karşısındaki lüks bir sokakta yer alıyor. Turistik de bir yer olduğundan epey pahalı. Bir espresso ve bir cafe latte’ye 16 EUR ödedik. Biz gittik, siz gitmeyin.
  • La Bottega del Caffe, Piazza della Madonna dei Monti 5: Madonna Meydanı’nda yer alan çeşmenin hemen önündeki cafe. Pazar günleri hemen yakınında yer alan kiliseden sonra İtalyanlar kahvaltıya buraya geliyor. Paninilerine ve kahvelerine bayıldık. Özellikle kahvenin yanında gelen ikram tatlılar kalbimizi fethetti.

  • Barnum Cafe, Via del Pellegrino 87: Novano ile Fiori Meydanı arasında yer alan bu kahvecide yorgunluk kahvesi içip internette takılabilirsiniz. (Wifileri var.) Novano Meydanı’nda yer alan cafeler çok pahalı olduğundan bu cafe güzel bir seçenek.
  • Cafe Peru, Via di Monserrato 46: Fiori Meydanı’na yakın olan bu kafe dışarıdan pek güzel görünüyor. Uzun yürüyüş sonrası dışarıdaki bar sandalyelerinde kahve içiniz.
  • Pompi Pasticceria, : Via Albalonga, 7b/9/11: İspanyol Merdivenleri’ne yakın bulunan Pompi’de 6 çeşit (muz, çilek, sade, fıstık vb.) tramisu bulunuyor. Çilek ve muzlu tramisularına bayıldık. 4 EUR’a satılan bu tramisuları 30 dakika içerisinde tüketmek gerekli. Tüm turistler paket tramisularını alıp İspanyol Merdivenlerinde yiyorlar. :)

  • Giolotti Gelato, Via degli Uffici del Vicario 40: Pantheon’un yakınında yer alan bu dondurmacı Roma’nın en meşhur gelatocusu. Önce kasada ödeme yapıp, fişle dondurma sırasına giriyorsunuz. Çikolata ve muz karışımına bayıldık. Roma’da bizim en beğendiğimiz dondurmacıdır burası. :)
  • Il Gelato di San Crispino, Via della Panetteria 42: Trevi Çeşmesi yakınlarında yer alan bu dondurmacıda çikolata chipli dondurma yiyin.
  • Frigidarium, Via del Governo Vecchio 112: Novano Meydanı yakınlarında yer alan bu dondurmacı Roma’nın en popüler gelatocularından.

Fırın

  • Forno Compo de Fiori, Fiori Meydanı 2: Roma’da bulunduğumuz 5 gün içinde 4 kez bu fırına gittik. Tek kelimeyle her şeyleri muhteşem. Hatta mümkünse günde iki kez de gidebilirsiniz. Sabahları 10’da patatesli pizza çıkıyor, 11’de de bitiyor. Biz bir türlü denk gelemedik ancak herkes patates pizzalarına hayran. Denk getirebilirseniz mutlaka patatesli pizza deneyin. Pizzaları kilo ile satan Fiori Fırını, oldukça uygun. Mutlaka ama mutlaka Roma’dayken gitmelisiniz.

  • Antico Forno Rosciolini, Via dei Chiavari 34: İnternette Roma notlarında bu fırını birkaç yerde okuduk. Burası da tipik bir İtalyan fırını, kilo ile pizza satıyor ancak pizzaların kilosu 22 EUR! Fiori fırının 3 katı kadar pahalı.

  • Antico Forno ai Serpenti, Via dei Serpenti 122: Colosseum, Roman Forum ve Madonna Meydanı’na yakın olan bu fırın 8 EUR’ya açık büfe kahvaltı veriyor. Kuruvasan, yumurta, salam ve sınırsız kahveden oluşan kahvaltı oldukça güzel. Ayrıca kilo ile satılan pizzalarından da denemelisiniz.

Sandviç&Şarküteri

  • La Prosciutteria, Via della Panettteria 34: Trevi Çeşmesi’ne yakın olan bu şarküteri tahta masaları ve sandalyeleri, güler yüzlü çalışanları ile kalbimizi fethetti. Self servis hizmet veren Prosciutteria 3 farklı boyutta şarküteri tabağı hazırlıyor. Küçük, orta ve büyük şarküteri tahtalarının fiyatları sırasıyla 5, 10, 15 EUR. İki kişi için fiyatları ikiyle çarpmak gerekiyor. Ev yapımı şarapları ise çok lezzetli.

  • Roscioli, Via Dei Giubbonari 21-22: Rosciolini’nin fırını dışında şarküteri de bulunuyor. Enfes şarapları ve peynir tabakları var. Roscioli fırını gibi şarküteri de oldukça pahalı.

Pub

  • Antica Birreria Peroni, Via di San Marcello, 19: Venezia Meydanı’na yakın olan bu pub biraları dışında yemekleri ile oldukça tercih ediliyor. Cumartesi günü akşamları kesinlikle gitmeyin kuyruk sokağın başına kadar dayanıyor.

Ziyaret Edilecek Alanlar

  • Piazza del Popolo: İnsan meydanı demek olan bu meydanın ortasına geçip etrafınızı inceleyin, meydan simetrik! Via Del Corso caddesi ile ikiye bölünen meydan adeta kusursuz. İstanbulla kıyasladığımızda içimiz acıyor umarız İstanbul’un şehir planlaması değişir.

  • Piazza Spagna: İspanyol Merdivenleri’nin bulunduğu meydan. Roma’nın en turistik meydanı bura olsa gerek. Selfie çekilenler, Pompi tramisusu yiyenler, Pastificio makarnası yiyen turistler burada.

  • Piazza Navona: Antik Roma’da arena olarak kullanılan bu meydan 30.000 insan kapasitesine sahip. Meydanda yer alan 4 Nehir Çeşmesi, kıtalardaki en büyük nehirleri simgeliyor. Aynı zamanda Roma’nın en kalabalık ikinci meydanı.
  • Pantheon: Antik Roma döneminde tapınak olarak kullanılan bu yapı günümüzde kilise olarak kullanılıyor. En beğendiğim meydanlardan biri de Pantheon’un olduğu meydan. Pantheon’un arklarının devasalığına hayretle bakıp incelemek çok keyifli. Kilisenin içine girince tam ortasının tavanının açık olduğunu göreceksiniz. O kadar kusursuz ki içeri giren su akıp gider. Bu sayede kiliseyi su basmıyor. :)

  • Campo De Fiori: Roma’da kilisesi olmayan tek meydan. Bu meydanda meyve/sebze pazarı kuruluyor. Mutlaka uğrayıp önünden geçin. Biz Vatikan öncesi bu meydandan geçerek hem meyve bardağı hem de kuruyemiş aldık. Ayrıca bu meydanda en beğendiğimiz fırın Forno Compo de Fiori bulunuyor.

  • Piazza del Venezia: Mussolini’nin balkon konuşması yaptığı Venezia görkemli bir meydan. Roman Forum ve  Colosseum’a yakın olan bu meydan da mola verin.

  • Republica Meydanı: Kuşbakışı bakıldığında yarım daire görünümünde yer alan meydanda Naiads Çeşmesi bulunuyor. İş merkezinin yoğun olduğu bölgeye sabah kahvaltıya gidebilirsiniz.
  • Colosseum: Roma İmpatorluğu’nun en önemli yapıtlarından biri olan Colosseum, arena olarak kullanılmış. Gladyatör savaşları burada yapılmış.

  • Roman Forum: Antik Roma’nın merkezi bölgesi olan Roman Forum’da tüm yaşam kalıntıları gözlenmektedir. Kocaman olan bu foruma yarım gün ayırın.

  • Sant Angelo köprüsü: Angelo Kalesi’nin hemen önünde yer alan muhteşem köprü. Mutlaka bu köprüden geçerek Vatikan’a ve Angelo Kalesi’ne gidiniz.
  • Castle Angelo: Burası Papa’nın evinden, hapishaneye kadar kullanılmış olan kale. Fatih Sultan Mehmetin oğlu olan Cem Sultan burada hapis yatmış. Gün batımına denk getirip kalenin tepesinden muhteşem fotoğraflar çekebilirsiniz. İnanılmaz bir manzara!

  • Sistro köprüsü: Fiori Meydanı ile Trastevere’deki Trilussa Meydanı’nı bağlayan köprü. Trastevere’ye giderken veya dönerken mutlaka bir kez bu köprüden geçiniz.

 

admin:
Related Post