Lezzet : ★★★★☆
Fiyat : ★★★★★
Mekan: ★★★★★
Her şeyin eskiden olduğu gibi yapıldığı pek fazla yer kalmadı artık. Tüm mekanlar günümüz teknolojisine ayak uydurup, yepyeni elektronik eşyalar ile yapıyorlar yemeklerini. Eski usul alışkanlıklar, ve o gerçek tadı yakalayabileceğiniz yöntemler bitti tükendi. Ancak bu adeti günümüze kadar sürdüren bir mekan var Rumeli Hisarında. Burada hala kahveler külde pişiyor, yumurtalar da bakır tavada. Her şey eskiden olduğu gibi kalmış burada. İşte bu doğallığı sebebi ile de birçok insanı cezbediyor burası.
Biz de bir Pazar sabahı gittik Sade Kahve’ye. Tabi gider gitmez yerimize oturamadık. Malum pazar kalabalığı burayı da vurmuştu. Hemen girişte bulunan sıraya girip adımızı yazdırdık ve bir müddet bekledikten sonra 4 kişilik masamıza oturduk. Ayakta uzun süre bekledikten sonra sırtımızı yaslayıp boğaz manzarasını izledik bir süre. Sonra da siparişlerimizi verdik. Ortaya 2 kişilik serpme kahvaltı, iki menemen, bir kişilik sucuk tava ve bir kişilik çiğ börek söyledik. Bu kadar bekledikten sonra gözümüz döndü anlayacağınız ve ne gördüysek söyledik :)
İlk olarak masaya serpme kahvaltı tabakları geldi. Serpme kahvaltının içerisinde peynir çeşitlerinden oluşan bir tabak, söğüş tabağı, zeytin, bal-kaymak ve yaban mersini reçeli vardı. Ben peynir çeşitlerine ve yaban mersini reçeline bayıldım. Hele bir köy peyniri vardı ki sormayın. Herkesin payını ben yedim ve diğer peynirlerdeki payımı onlarla paylaştım:) Ayrıca bal-kaymak da muhteşemdi, ancak kalori bombası olması sebebi ile doya doya yiyemedim bunu.
Serpme kahvaltının yanına bakır tavada yapılan menemen ve sucuk ta geldi. Menemenin tuzu biraz az ve baharatı yerinde değildi ama cıvık olmaması ve benim istediğim şekilde pişmesi diğer sorunları ortadan kaldırdı.
Sucuk tava ise gayet güzeldi. Sıcacık tavaya ekmeğimizi bandıra bandıra yedik sucukları. Bol baharatlı ve çok lezzetli bir sucuk getirmişlerdi gerçekten.
Son olarak masaya gelen çiğ börek muhteşem bir final oldu. Kocaman bir adet çiğ börek geldi. Bunu paylaşmakta zorluk çekip bir tane daha istemeye karar versek de kendimizi zor tuttuk. Çiğ börek gerçekten de çok lezzetliydi anlayacağınız. Yağda pişmesine rağmen çok hafifti ve içerisindeki kıyma enfesti.
Tabi kahvaltımızı bitirdikten sonra burayı hemen terk etmedik. Çünkü bu mekanın adından da anlaşılacağı gibi Sade Kahve içmeden buradan ayrılamazdık. Biz de kendimize birer sade kahve söyledik. Bakır cezvede kül üzerinde pişirilen kahve muhteşemdi. Uzun zamandır bu kadar lezzetli Türk kahvesi içmemiştim.
Fiyatlara gelecek olursak burasının fiyat performans açısında gayet uygun olduğunu söyleyebilirim. Kocaman bir kişilik serpme kahvaltı 30 TL, menemen ve türevleri 12 TL ve çiğ börek de yaklaşık 10 TL idi. Bu kadar doyurucu 4 kişilik kahvaltıya her şey dahil 130 TL ödedik. Böyle bir manzara ve bu kadar güzel bir mekan için fiyat çok değil diye düşünüyorum. Hele ki sonunda içtiğiniz kahveden sonra bunu daha iyi anlayacaksınız:)
Siz de Pazar günleri sürekli aynı yerlere gitmeye başladıysanız ve bu yerlerin arasında Sade Kahve yoksa, bu hafta bir değişiklik yapın ve Sade Kahveye gidin. İnanın pişman olmayacaksınız. Şimdiden afiyet olsun !
Foursquare linki için tık tık